Doğada Ağaçlar Sessiz Mi, Yoksa Gizli Bir Dili Mi Konuşuyorlar?
Yüzyıllardır bilim insanlarının kafasını kurcalayan ve zaman zaman şaşırtıcı iddialarla gündeme gelen bir soru var: Ağaçlar gerçekten sadece pasif canlılar mı, yoksa karmaşık ve bilinçli iletişim kurabilen varlıklar mı? Bazı araştırmalar, ormanların iç içe geçmiş ve adeta bir iletişim ağı gibi çalışan karmaşık bir yaşam alanı olabileceğine işaret ediyor. Fakat bu konuda kesin ve net bir görüş birliği bulunmuyor.
Ancak 2020 yılında gerçekleşen ve bilim dünyasında oldukça dikkat çeken bir çalışma, ağaçların “konuştuğu” iddiasını yeniden gündeme getirdi. Bu araştırma, İtalya Alpleri’nde gerçekleştirildi ve özellikle ladin ağaçlarının biyoelektrik sinyallerini inceledi. Biyoelektrik sinyaller, canlıların hücreleri arasında iletişimi sağlayan ve çok küçük elektrik akımlarından oluşan doğal bir iletişim biçimi. İlginç olan ise, güneş tutulması öncesinde bu sinyallerde gözlemlenen senkronize değişikliklerdi. Bu değişiklikler, özellikle yaşlı ağaçlarda daha belirgin ve dikkat çekiciydi. Çalışma, ağaçların sadece karanlık ve rahatsız edici ortama tepki vermekle kalmayıp, hatta tutulmayı önceden “sezerek” kolektif bir davranış sergilediği yönünde etkileyici sonuçlar ortaya koydu.
Monica Gagliano liderliğindeki araştırma ekibi, bu bulguları “ağaçların karmaşık ve bilinçli bir sistemin parçası olduğu” şeklinde yorumladı. Sonuçlar, Royal Society Open Science dergisinde yayımlandı ve ormanın, adeta canlı bir iletişim ağıyla birbirine bağlı olduğu fikrini güçlendiren önemli bir kanıt olarak gösterildi. Ayrıca, ağaçların bilişsel yeteneklere veya hafızaya sahip olabileceği ihtimali de araştırmanın dikkat çekici noktalarından biri oldu. Ancak, bu iddialar hemen herkes tarafından kabul görmedi ve bazı bilim insanları tarafından temkinli yaklaşımlar dile getirildi.
Herkes aynı fikirde değil
- James Cahill, bitki ekolojisti, yaptığı açıklamada araştırmanın örneklem büyüklüğünün oldukça sınırlı olduğunu ve değişkenlerin tam anlamıyla açıklanamadığını belirtti. Bu nedenle, elde edilen verilerin genelleştirilmesinin zor olabileceğine dikkat çekti.
- Diğer yandan, bazı uzmanlar, mevcut verilerin bu kadar iddialı sonuçlar çıkarmaya yetmediğini, dolayısıyla sonuçların aşırı yorumlandığını savundu.
- İlaveten, araştırmada kullanılan metodolojinin de eleştirilere açık olduğu belirtiliyor. Örneğin, genç ağaçların yaşlı ağaçlarla aynı alanda bulunmaması, deneylerin sonuçlarını sınırlandırıyor. Ayrıca, güneş tutulması dışında, gündüz ve gece ışık değişimlerine ilişkin karşılaştırmaların yapılmamış olması, önemli bir eksiklik olarak görülüyor.
Çünkü, birçok bitki türü doğal olarak ışık değişimlerine tepki verir ve bu, tutulma sırasında gözlemlenen tepkilerin, ağaçların “konuşması”ndan çok, sıradan ışık uyumu olabileceği ihtimalini gündeme getiriyor. Buna rağmen, araştırmayı yürüten ekip ve yayımlayan dergi, elde edilen sonuçların arkasında duruyor. Araştırmacılar, bu çalışmanın ağaçların iletişim kurup kurmadığına dair sadece ilk adım olduğunu ve konu hakkında daha kapsamlı ve detaylı araştırmalar yapılması gerektiğini vurguluyorlar.