Ana Sayfa Arama Galeri Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Sosyal Medya

Araştırma Bilim Dünyasını Şaşırtıyor: Hamilelikte Yüksek Testosteron Çocukları Olumsuz Etkiliyor

Araştırma, hamilelikte yüksek testosteron seviyelerinin çocuklarda olumsuz etkiler yaratabileceğini gösteriyor. Detaylar için hemen okuyun.

Araştırma, hamilelikte yüksek testosteron seviyelerinin çocuklarda olumsuz etkiler yaratabileceğini gösteriyor.

Hamilelikte Hormonal Dengenin Çocuk Sağlığına Uzun Vadeli Yansımaları

Anne karnındaki hormonal ortam, sadece doğum anını değil, aynı zamanda çocuğun yaşamının ilerleyen dönemlerindeki sağlık ve gelişimini de derinden etkileyebilir. Danimarka’da gerçekleştirilen yeni ve kapsamlı bir araştırma, özellikle hamileliğin son trimesterinde yüksek testosteron seviyelerine sahip kadınların, doğmamış erkek çocuklarının 7 yaşına geldiklerinde fiziksel aktivite düzeylerinde belirgin azalmalar olduğunu ortaya koymuştur. Kız çocuklarında ise bu etki dolaylı olarak hareket kabiliyetinde azalma şeklinde değil, kas gücünün düşük olmasıyla kendini göstermektedir.

Hamilelikte Hormonal Dengenin Çocuk Sağlığına Uzun Vadeli Yansımaları

Polikistik Over Sendromu ve Yüksek Testosteron Seviyelerinin Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Odense Üniversitesi Hastanesi ve Güney Danimarka Üniversitesi’nden uzman araştırmacılar tarafından yürütülen bu çalışma, toplam 695 hamile kadının sağlık verileri ve çocuklarının fiziksel aktiviteleri arasındaki ilişkiyi detaylı biçimde incelemiştir. Hamileliğin üçüncü trimesterinde yüksek testosteron seviyelerine veya polikistik over sendromuna (PCOS) sahip annelerin erkek çocuklarında, özellikle hafta sonları serbest zaman diliminde hareketlilikte kayda değer bir azalma tespit edilmiştir. Bu veriler, çocukların hareket takip cihazları (akselerometreler) kullanılarak nesnel ve güvenilir bir biçimde ölçülmüştür. Böylece, daha önceki çalışmaların çoğunun anketlere dayalı subjektif verilerinden farklı olarak, bu araştırma, hareketlilik konusunda daha net ve bilimsel sonuçlar sunmaktadır.

Farklı Cinsiyetlerde Gözlemlenen Etnik ve Fizyolojik Farklılıklar

Yapılan araştırma, özellikle erkek çocuklarda düşük fiziksel aktivitenin, anne karnındaki testosteron seviyeleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu göstermektedir. Buna karşın, kız çocuklarında ise aktivite seviyeleri değişmemekle birlikte, kas gücünde belirgin bir zayıflama gözlemlenmiştir. El kavrama kuvveti gibi kas gücünü ölçen parametrelerde yaşla birlikte güç kaybı ve zayıflama dikkat çekmiştir. Bu bulgular, cinsiyete ve hormon seviyelerine bağlı olarak, çocukların gelişim sürecinde farklı sağlık riskleri ve gelişimsel farklılıklar yaşayabileceğine işaret etmektedir.

Hareketsizlik ve Uzun Vadeli Sağlık Riski

Başka bir uzman olan Camilla Viola Palm, erkek çocuklarda düşük fiziksel aktivitenin, uzun vadede obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalık gibi ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabileceği konusunda uyarılarda bulunmuştur. Özellikle hafta sonları gibi çocukların özgürce hareket edebildiği zaman dilimlerinde aktivitenin düşük olması, ileriki yaşamda metabolik ve kardiyovasküler sağlık açısından risk faktörlerini artırabilir. Ayrıca, önceki çalışmalar, bu çocukların vücut yağ oranlarının yüksek, kas gücünün ise düşük olduğunu ve genel sağlık durumlarının olumsuz yönde etkilenebileceğini göstermektedir.

Anne Sağlığı ve Çocukların Gelişimi Arasındaki Bağlantı

Uzmanlar, PCOS gibi hormonel bozuklukların yalnızca kadınlarda değil, aynı zamanda doğacak çocukların sağlık ve gelişiminde de jenerasyonlar arası kalıcı etkiler bırakabileceğine dikkat çekmektedir. Testosteron seviyelerindeki artışın, metabolik süreçler ve kas-iskelet sistemi üzerinde doğrudan etkili olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle, anne sağlığının korunması ve hormonal dengenin sağlanması, çocukların sağlıklı gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır.