Güneş’in etrafında dönen ve şimdiye kadar keşfedilen en büyük buzlu cisimlerden biri olma potansiyeli taşıyan yeni bir gök cismi astronomların dikkatini çekti. 2017 OF201 adı verilen bu küçük dev, sadece boyutuyla değil, aynı zamanda alışılmadık yörüngesiyle de gökbilim dünyasında büyük bir merak uyandırıyor.
Uluslararası Astronomi Birliği’nin Küçük Gezegen Merkezi, bu gizemli nesneyi 21 Mayıs’ta resmi kayıtlara ekledi. Yaklaşık 470 ile 820 kilometre arasında değişen çapıyla 2017 OF201, Mars ile Jüpiter arasındaki asteroid kuşağının en büyüklerinden biri olan Ceres ile kıyaslanabilir boyutlarda. Ancak en ilginç kısmı, bu cismin Güneş çevresinde izlediği sıra dışı ve şaşırtıcı yörünge.
Yapılan detaylı araştırmalar, bu cismin ilk kez arşiv görüntülerinde fark edilmesini sağlayan Sihao Cheng ve ekibi tarafından ortaya çıkarıldı. Bu nesne artık “Neptün ötesi cisim” olarak sınıflandırılıyor. Peki, bu ne anlama geliyor? Güneş’ten yaklaşık 30 kat daha uzak bir noktada, yani Neptün’ün ötesinde, Güneş sistemi sınırlarının çok dışında yer alıyorlar. Bu uzaklık, Güneş’e en uzak gezegen olan Neptün’den bile katbekat daha büyük bir mesafe anlamına geliyor.
Yörüngesiyle dikkat çekiyor Bu yeni keşif özellikle yörüngesiyle gündeme oturdu. Güneş’ten en uzak noktası 838 astronomik birim uzaklıkta, yani Dünya ile Güneş arasındaki mesafenin tam 838 katı kadar uzaklıkta seyrediyor. En yakın noktası ise yaklaşık 45 astronomik birim civarında. Bu özellikleriyle 2017 OF201, “aşırı Neptün ötesi cisim”ler arasında önemli bir yer tutuyor. Bilim insanları, bu uzak nesnelerin garip ve tutarsız yörüngelerinin arkasında, henüz keşfedilmemiş büyük bir kütleçekim kaynağı olabileceğine inanıyor. Bu gizemli güç ise, “Dokuzuncu Gezegen” olarak adlandırılan ve henüz gözlemlerle doğrulanmamış, devasa bir gezegen olma olasılığı taşıyor.
Bu varsayım, Kuiper Kuşağı’ndaki nesnelerin alışılmadık hareketlerini ve düzenlerini açıklamak adına ortaya atıldı. Ayrıca, bölgedeki enkazların ve diğer gök cisimlerinin kütleçekim etkileri veya çok ilkel bir kara delik olabileceği gibi alternatif teoriler de öne sürülüyor. Fakat en çok dikkat çeken fikir, uzayın derinliklerinde gizli bir “büyük kardeş” olabileceği ihtimali. Eğer böyle birgezegen gerçekten varsa, büyüklüğü Dünya’nın yaklaşık altı katı ve Güneş etrafında yaklaşık 7.400 yıllık devasa bir yörüngeye sahip olmalı. Ancak, 2017 OF201’nin boyutları, bu devasa gezegenle kıyaslandığında oldukça küçük kalıyor.
Son zamanlarda, Neptün ötesinde yavaş hareket eden ve şaşırtıcı biçimde ilginç yapılar sergileyen başka cisimler de keşfedildi. Bazıları, “Dokuzuncu Gezegen” adayları olarak değerlendirildi, ancak bu konuda kesin bir yargıya varmak henüz mümkün değil. 2017 OF201 ise, büyük olasılıkla bir buzlu gök taşı olsa da, Güneş Sistemi’nin en kuytu köşelerinde saklı olan pek çok sürprizin habercisi olmaya devam ediyor. Bu keşif, bize evrenin derinliklerinde gizlenmiş bilinmezliklerin kapısını aralıyor ve insanlık olarak, bilinmeyenleri keşfetme tutkumuzun sınırlarını zorluyor.