Mısır’ın Antik Hazineleri Yeniden Gün yüzüne Çıkıyor
Birçok yıl boyunca gizemini koruyan Mısır’ın büyüleyici antik mezarları, bu kez Luksor’un tarihi topraklarında tekrar keşfedildi. Bu yeni kazı çalışmalarında, yeni Krallık dönemine (MÖ 1539–1077) ait mezarların ortaya çıkarılmasıyla, yüksek düzeyli devlet görevlilerinin ve rahiplerin yaşamlarına dair önemli bilgiler gün yüzüne çıktı. Bu mezarlar, halk arasında kutsal sayılan Amun Tanrısı’na hizmet etmiş yüksek rütbeli kişilere ait olup, Mısır medeniyetinin derinliklerine ışık tutuyor.
Üç Farklı Mezar ve Hayat Hikâyeleri
Kazı alanı, eski Mısır’ın dini ve sosyal yaşamını yansıtan önemli bir nekropol olan Dra’Abu El Naga bölgesinde yer alıyor. Bu bölgedeki mezarlar, kraliyet dışı kişiler için yapılmış olup, halk arasında saygı gören memurlar, rahipler ve aristokratların mezarları bulunuyor. Dr. Muhammed İsmail Halid’in yaptığı açıklamalara göre, mezar duvarlarındaki detaylı yazıtlar sayesinde üç farklı kişilik tespit edildi:
- Amun-em-Ipet: Ramesside dönemine (19. ve 20. hanedanlıklar) ait olan bu memur, Amun Tapınağı ya da onun mülkiyetleriyle ilgili görevler üstlenmiş. Mezarında yapılan incelemeler, çoğu bölümünün tahrip olduğunu gösterse de, mobilya taşıyıcıları ve ziyafet sahnesi gibi detaylar hâlâ ayakta duruyor.
- Baki: 18. Hanedanlığı döneminde yaşamış olup, ambar görevlisi olarak görev yapmış, mezarın duvarlarındaki yazıtlar onun önemli sorumluluklarını ve görevlerini anlatıyor.
- Es: Yine 18. Hanedanı’ndan olan bu yüksek bürokrat, hem Amun Tapınağı’nda gözetmenlik yapmış hem de kuzey vahalarının valisi ve katip olarak çeşitli görevler üstlenmiş. Çok yönlü kariyeri, onun Mısır devlet yönetiminde ne denli önemli bir figür olduğunu gösteriyor.
Mimari Özellikler ve Mezar Yapıları
Kazı ekibinin lideri olan Luksor Antik Eserler Genel Müdürü Abdel Ghaffar Wagdy, her mezarın kendine özgü mimari özellikler taşıdığını belirtiyor. İşte mezarların detayları:
- Amun-em-Ipet’in mezarı: Bu mezar, küçük bir avlu, giriş holü ve kare biçiminde bir salondan oluşuyor. Ayrıca, mezarın sonunda bir niş bulunuyor. Batı duvarında tahribata uğramış bir kırık izi gözlemleniyor, bu da mezarın zamanla zarar gördüğünü gösteriyor.
- Baki’nin mezarı: Uzun ve dar koridor şeklinde tasarlanmış, başlangıçta geniş bir avluyla açılıyor. Bu avludan ana girişe ulaşılabiliyor. Giriş sonrası uzun bir salon ve başka bir büyük salona geçiliyor. En sonunda ise tamamlanmamış bir mezar odası yer alıyor, bu da mezarın inşasının tamamlanmadığını ortaya koyuyor.
- Es’in mezarı: Kısa bir avlunun içinde yer alan, derin bir kuyu ile başlıyor. Bu kuyudan sonra ana giriş ve çapraz bir salon bulunuyor. Son aşamada ise, yine tamamlanmamış bir uzun salon yer alıyor. Bu yapı, mezarın inşasının tamamlanmamış olduğunu ve zamanla çeşitli nedenlerle durduğunu gösteriyor.