Jonathan’ın Hikayesi: Bir Yaşam ve Tarih Yolculuğu
Dünyanın yaşayan en eski kara hayvanlarından biri olan ve zamanın sessiz tanığı haline gelen Jonathan adlı dev kaplumbağa, yalnızca biyolojik bir mucize değil; aynı zamanda tarih boyunca sayısız olayın tanığıdır. Neredeyse iki yüzyılı aşkın süredir yaşamını sürdüren bu muazzam varlık, 40 farklı ABD başkanının görev yaptığı dönemlere gözleriyle şahitlik etmiş, sessiz ama derin bir tarih kaydıdır.
Doğum Günü ve Tahmini Yaşı
Jonathan’ın tam olarak ne zaman doğduğu bilinmese de, kayıtlara göre 1882 yılında Güney Atlantik Okyanusu’ndaki Saint Helena Adası’na getirildi. Bu ada, onun yaklaşık 50 yaşında bir kaplumbağa olduğunu düşündürerek, doğum yılını 1832 olarak tahmin etmemize olanak tanıyor. Bu da demek oluyor ki, 2022 yılında düzenlenen kutlamalarla birlikte, 4 Aralık 1832 tarihi onun resmi doğum günü ilan edildi. Bu hesaplamalara göre, 2025 yılı sonunda Jonathan, en az 193 yaşında olacak seviyeye ulaşmış olacak.
Gözlemler ve Yaşam Tarzı
Yıllar boyunca yaşanan tüm olaylara rağmen, Jonathan’ın yaşam tarzı oldukça sakin ve düzenlidir. Günlük rutini, onun yaşına uygun huzurlu ve dingin bir yaşamı içerir. Güneşli havalarda uzun saatler güneşlenerek vücut ısısını korurken, aşırı sıcak günlerde gölgeye çekilip serinlemeyi tercih eder. Soğuk havalarda ise yapraklar ve çimenler arasında saklanarak sakinliğini korur.
Sağlık Durumu ve Beslenme Alışkanlıkları
Özellikle yaşlandıkça duyuları yavaş yavaş azalan Jonathan’ın koku alma yetisi artık tamamen kaybolmuş durumda. Ayrıca, ileri seviyedeki katarakt nedeniyle görme yeteneği neredeyse tamamen ortadan kalktı. Buna rağmen, veteriner uzmanı Joe Hollins tarafından yapılan gözlemler, Jonathan’ın iştahında herhangi bir azalma olmadığını gösteriyor. En sevdiği yiyecekler arasında muzlar bulunmakla birlikte, kabuğu yapış yapış olduğu için sınırlı veriliyor. En çok marul göbekleri, lahana, salatalık, havuç, elma ve mevsim meyveleri ile besleniyor.
Günlük Hayatı ve Sosyal Yaşamı
Jonathan’ın günlük yaşamı oldukça sade ve huzurlu. Güneşli günlerde uzun süre güneşlenirken, aşırı sıcak havalarda gölgede dinlenir. Ilık havalarda vücut ısısını artırmak amacıyla kabuğunun dışına çıkıp güneş banyosu yapar. Kış aylarında ise, yaprak ve çimen yığınlarının içine gömülerek gününü sakin bir şekilde geçirir. Ayrıca, yalnız yaşamıyor; Emma ve Fred isimli diğer iki kaplumbağa ile vakit geçiriyor. İlginç bir şekilde, yaşına rağmen cinsel dürtülerini kaybetmiş olsa da, bu konuda herhangi bir sorun yaşamıyor.