Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) Başkanı Kıbrıslı gazeteci Ali Kişmir, Türkiye’nin 2020’deki KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale ettiğini yazdığı için 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Sosyal paylaşım ağı Facebook’ta yayımlanan yazı nedeniyle Kişmir’e “KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın (GKK) manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği” (aşağıladığı ve değersiz gösterdiği) suçlaması yöneltiliyor.
Gazeteci Ali Kişmir, davaya konu olan paylaşımında Türkiye’nin 2020 yılındaki KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale ettiğini yazmıştı. Seçimden önce, dönemin T.C. Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Kolordu Komutanı ve MİT yetkilileri ile bir grup Ulusal Birlik Partisi (UBP) milletvekili, adı ‘Beyaz Ev’ olarak geçen askeri gazinoda bir araya gelerek yemek yemişti. Ali Kişmir yazısında bu görüşmeyi eleştirmiş ve şöyle demişti:
“Ankara’nın, son olarak siyasetimize ayar vermek için bazı UBP’li vekilleri çağırdığı yerin adı ‘Beyaz Ev’ olabilir ancak siyasetimizi getirdiği konum açıkçası ‘Genel Ev’dir. Ankara adanın kuzeyindeki hakimiyetini kaybetmeyi, varlığının sorgulanmasını ve Kıbrıslı Türklerin kendi ayakları üzerinde durmasını istemiyor!”
14 Ağustos 2020 tarihinde gerçekleştirilen bu buluşma milletvekilleri tarafından da doğrulanmıştı. Yemeğe katılan UBP Milletvekilleri Faiz Sucuoğlu, Hasan Taçoy, Ünal Üstel, Sunat Atun, İzlem Gürçağ ve Resmiye Canaltay’dı.
BirGün yazarı Gözde Bedeloğlu’nun aktardığına göre UBP’li bu isimler bugünkü KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın liderliğine karşı muhalif saftaydı ve ikna edilmeleri amaçlanmıştı.
Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, vekillere şöyle denildiğini öne sürdü:
“Karşınızda Türkiye devleti var. Türkiye, cumhurbaşkanı olarak kesinlikle Ersin Tatar’ı istiyor, Akıncı’yı istemiyor. Türkiye için bu bir beka sorunudur. Siz de Tatar’ın seçilmesi için uğraşacaksınız.”
Tatar lehine yapılan müdahaleyi eleştiren ve Kıbrıslı Türklerin iradesinin yok sayıldığını söyleyen Ali Kişmir, yazısında geçen ‘genel ev’ benzetmesi yüzünden yargılanıyor, çünkü seçime müdahaleyi reddeden biri yok. Dönemin gazino müdürü Yarbay Cengiz Doğan’ın şikâyetiyle başlayan süreçte Kişmir’e yapılan suçlama askeriyeyi aşağıladığı iddiasından ibaret.
Bu duruma tepki gösteren Basın-Sen Avukatı Cansu Nazlı “Bu kadar muğlak ve soyut bir suçtan, bir GKK personelinin üzerine alınmasından, herhangi bir zamanda herhangi birimiz yargılanabiliriz. Bu kabul edilebilir değildir. Böylesi bir cezai kuralın taşınacağı yer Mahkeme değil Meclis’in çöp kutusudur” diyor.
Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ise, “Yazının bütünü siyasi eleştiridir. Eleştiriye hedef olanlar Ankara hükümetidir. Onun KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahalesidir” şeklinde konuşuyor.
Uluslararası gazetecilik örgütleri de davanın amacının Kıbrıslı gazetecileri baskı altına almak olduğunu vurguluyor.