Nöbetçi Eczaneler
ABD’nin San Francisco’daki 9. Temyiz Mahkemesi, Apple’a karşı açılan ve şirketin iCloud depolama planlarıyla ilgili yanıltıcı beyanlarda bulunduğu iddiasını içeren toplu davayı büyük bir kararla reddetti. Bu karar, daha önce alt mahkeme tarafından verilen ret kararının oy birliğiyle onanması anlamına geliyor ve teknoloji devi Apple’ın imajını koruyor.
Davacı Lisa Bodenburg, Apple’dan 200 GB’lık iCloud+ depolama aboneliği almıştı. Ancak, söz konusu planı satın aldıktan sonra, Apple’ın sunduğu 5 GB’lık ücretsiz alanla birlikte toplamda 205 GB’lık bir depolama alanı beklediği halde, aslında yalnızca toplam 200 GB erişim sağlayabildiğini fark etti. Bu durumu “yanıltıcı bir beyan” olarak gören Bodenburg, şirketin müşteriyi yanlış yönlendirdiğini iddia ederek mahkemeye başvurdu.
Ancak, mahkeme süreci boyunca iki seviyede de Apple’ın lehine karar çıktı. Öncelikle yerel mahkeme, Apple’ın sunduğu bilgilerin, ortalama bir kullanıcının yanlış anlamasına yol açacak kadar belirsiz olmadığını belirtti. Üst mahkemeye taşınan dosyada ise, Apple’ın kullanım koşullarında açıkça belirtilen ifadeler dikkat çekti. Söz konusu belgede, kullanıcıların ücretsiz 5 GB’lık alanın yanı sıra, tercihe bağlı olarak alınabilen üç farklı iCloud+ planı ile ek depolama alanı satın alabileceği açıkça ifade ediliyordu. Mahkeme, bu açıklamalar ışığında, Apple’ın depolama kapasitesi konusunda yaptığı beyanların yanıltıcı olmadığını ve tüketicilerin makul beklentileriyle uyumlu olduğunu vurguladı.
Kararda, Bodenburg’un iddiasının temelini oluşturan tek ifadenin, kullanım koşullarındaki bir cümle olduğunu ve bu ifadenin, kullanıcının toplam depolama alanını 200 GB olarak anlamasına engel olmadığını belirtti. Ayrıca, mahkeme, benzer şekilde “gerçekçi olmayan beklentilere” dayanarak açılan ve daha önce reddedilen diğer davalara da atıfta bulundu. Örneğin, Diet Dr Pepper ürününün kilo verme vaadiyle ilgili açılan dava ya da bir dudak kremi ürününün ambalajında %25’lik kısmın kullanılamadığı iddiasıyla açılan davalar, bu tür durumların tüketicilerin makul sınırların ötesinde beklentiler içerisine girmesi sonucu reddedildiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, mahkeme, Apple’ın iletişim ve pazarlama stratejilerinin, genel olarak tüketicilere açık ve anlaşılır bilgiler sunduğunu ve yanıltıcı herhangi bir beyan bulunmadığını kararlaştırdı. Bu karar, teknoloji şirketlerinin tüketici hakları ve doğru bilgilendirme konusundaki sorumluluklarıyla ilgili önemli bir emsal teşkil ediyor ve benzer davalara da ışık tutuyor.