İş Yerinde Artan Stres ve Alkol Tüketiminde Gözlemlenen Yükseliş
Son yapılan kapsamlı araştırmalar, çalışanların yaklaşık üçte ikisinin iş kaynaklı stres, baskı ve kaygı nedeniyle daha fazla alkol tükettiğine işaret ediyor. Alcohol Change UK tarafından gerçekleştirilen ve 2 bin çalışanla yapılan detaylı anketin sonuçları, Birleşik Krallık’taki iş gücünün önemli bir bölümünün bu sorundan etkilendiğini ortaya koyuyor. Independent‘in haberine göre, katılımcıların %64’ü, iş yaşamındaki stres ve baskıların, alkol kullanımını artıran temel faktörler olduğunu belirtiyor.
Katılımcılar, son bir yıl içinde alkol tüketiminde kayda değer bir artış yaşadıklarını ifade ederken, bu artışın arkasında iş kaynaklı stres, artan kaygı seviyeleri ve baskıların rolü büyük. Her 10 kişiden 4’ü, işle ilgili kaygıların, alkol tüketimlerini yükseltmesine neden olduğunu vurguluyor. Ayrıca, katılımcıların %38’i, stresle başa çıkmak amacıyla daha fazla içki içmeye yöneldiğini dile getiriyor. Üçte birden fazlası ise, yoğun iş temposu, teslim tarihleri ve yüksek iş yükü nedeniyle alkol tüketimini artırdıklarını bildiriyor. Ayrıca, %29’luk kesim, iş güvensizliği ve belirsizlik ortamının da alkol kullanımını tetiklediğini belirtiyor.
Alcohol Change UK’nin Danışmanlık ve Eğitim Müdürü Jane Gardiner, araştırma sonuçlarına ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Farklı sektörlerde çalışanlar arasında yapılan bu araştırma, geçtiğimiz yıl boyunca birçok kişinin işte karşılaştığı stres, kaygı ve baskıların, alkol tüketimini nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Ne yazık ki, alkol başlangıçta kısa vadeli rahatlama sağlasa da, uzun vadede çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir. Yetersiz uyku, yüksek tansiyon, depresyon ve hatta akşamdan kalmalık gibi pek çok olumsuz etki, bu alışkanlığın beraberinde getirdiği riskler arasında yer alıyor. Ayrıca, alkol kullanımı, stresin azalmasına değil, aksine artmasına neden olarak, kişiler arasında çözülmesi güç bir döngü oluşturmaktadır.”
Bu önemli araştırma, Alkol Farkındalık Haftası kapsamında kamuoyuyla paylaşıldı. Bu yılki teması “Alkol ve İş” olan etkinlikler, özellikle çalışma ortamlarının ve iş baskılarının alkol tüketimi üzerindeki etkisini anlamaya ve çözüm yolları geliştirmeye odaklanıyor. Katılımcıların %80’inden fazlası, işverenlerin bu konuda sorumluluk alması gerektiğine inanıyor. Ayrıca, ankete katılanların önemli bir kısmı, ruh sağlığı ve alkol konularında konuşmayı daha kolay bulduklarını ve bu sayede daha sağlıklı çözümler aradıklarını belirtiyor. Gardiner, bu konuda umut verici gelişmelerin yaşandığını da dile getiriyor: “Son yıllarda, iş yerlerinde ruh sağlığı konusunda kayda değer ilerlemeler kaydedildi. Bu gelişmeler, çalışanların alkol konusunda farkındalıklarını artırma ve eğitim alma isteğinin artmasına da katkıda bulunuyor. Reaktif yaklaşımların yerine, önleyici ve proaktif stratejilerin benimsenmesi, alkolün tabu olmaktan çıkarılması ve sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin daha iyi anlaşılması açısından büyük önem taşıyor.”