Birleşmiş Milletlerin (BM) gözetiminde Türkiye, Yunanistan, Birleşik Krallık, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum temsilcilerinin katılımıyla 17-18 Mart’ta Cenevre’de düzenlenecek beş taraflı konferans, Kıbrıs sorununun çözümüne dair yeni bir süreç başlatma iddiasında. Şu ana kadar yapılan diplomatik temaslarsa, bu toplantının bir ilerleme sağlamaktan çok çözümsüzlüğü tescil etme riski taşıdığını gösteriyor. Bu yüzden BM, süreci ne olursa olsun canlı tutma stratejisinde.
Birleşmiş Milletler Kıbrıs sorununu ele almak için metodik bir yaklaşım sergiliyor ve bu çabanın, Kuzey Kıbrıs’ta yeni bir lider için seçimlerin yapılacağı Ekim ayına kadar devam etmesi bekleniyor. New York’taki BM yetkilileri, ilgili tüm taraflarca kabul edilen net bir yol haritası belirlemenin önemli ilerlemeler sağlayabileceğine ve böylece yaklaşan gayriresmî beşli konferansta bir çöküşün önlenebileceğine inanıyor. Ancak, bu görüşü benimseyenler, büyük kararların Ankara’da alındığı gerçeğini gözden kaçırıyor olabilir.
Phileleftheros gazetesinin kıdemli siyaset editörü Costas Venizelos, dört olası senaryoya dikkat çekiyor:
SENARYO 1: YAŞAM DESTEK ÜNİTESİNE BAĞLAMA
Mevcut süreçte herhangi bir somut ilerleme sağlanmadan görüşmelerin teknik olarak devam etmesi olası. Bu durumda Kıbrıs sorunu, resmen ilân edilmeyen ancak fiilen varlığını sürdüren bir çıkmazda kalmaya devam edecek.
SENARYO 2: ANKARA GÜVENLİK KONSEYİ’Nİ İSTEYEBİLİR
BM Genel Sekreteri António Guterres’in resmi olarak müzakerelerde çıkmaz ilân ederek sorunu Güvenlik Konseyi’ne havale etmesi olasılığı düşük de olsa mevcut. Bu senaryo, Türkiye’nin stratejik olarak tercih ettiği bir durum olabilir. Ankara, Güvenlik Konseyi’nde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası tanınırlığını sağlayan 186/64 sayılı BM kararını değiştirmeye yönelik diplomatik hamleler yapabilir.
SENARYO 3: TATAR SONRASINI BEKLEME
Beş taraflı gayriresmi görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması hâlinde Genel Sekreter Guterres, taraflara yeni bir “düşünme dönemi” çağrısı yapabilir. Bu durumda süreç, Kuzey Kıbrıs’taki seçim sonuçlarına bağlı olarak yeniden şekillenir. Uluslararası toplum, Ersin Tatar yerine çözüm yanlısı bir liderin gelmesini ve Türkiye’nin Kıbrıs politikasının buna bağlı olarak değişmesini umuyor.
SENARYO 4: GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER
BM Genel Sekreteri, eski özel elçisi María Ángela Holguín Cuellar’ın raporundan bazı önerileri gündeme taşıyabilir. Bu öneriler arasında, daha önce sunulmuş ancak hayata geçirilememiş çeşitli Güven Artırıcı Önlemler (GAÖ) yer alıyor. Bu adımlarla taraflar arasında diyaloğun yeniden canlandırılması hedeflenebilir.