Türkiye’nin Ukrayna güvenlik zirvesine katılımasına karşı çıkan Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Christodulides’i eleştiren Rum yazar Kyriakos Pierides, ”Diplomasi mi, yoksa gevezelik zamanı mı?’’ başlıklı yazısında ‘saçmalama’ ve ‘gevezelik yapma’ ifadelerini kullandı.
Rum liderliğine çatışmacı anlayıştan uzak durması ve Türkiye-AB sürecine destek vermesi uyarısında bulunan Pierides, Politis gazetesinde yayımlanan makalesinde özetle şunları belirtti:
Christodulides her şeyi dağıtmak için mi gevezelik ediyor?
Birinci, Londra’da düzenlenen zirve gibi zirvelere Kıbrıs’ın neden davet edilmediğini gündeme getirerek, “Sadece bazı AB üye ülkelerinin katılımıyla gerçekleşen bu zirveler, AB olarak göstermemiz gereken birliğe katkı sağlamıyor” dedi.
İkincisi, özellikle Türkiye’yi davet eden Avrupalıları eleştirdi: “Mesela, Rusya Federasyonu’na yönelik Avrupa yaptırımlarını sürekli ihlal eden ülke olan Türkiye, bu tür zirvelere davet ediliyor.”
Üçüncüsü, Türkiye’yi kınadı: “Türkiye, Avrupa’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımları kendi lehine kullanıyor ve aynı zamanda Ukrayna’ya destek konusunda toplantılara davet ediliyor.”
Dördüncü, “Avrupa topraklarını yasadışı olarak işgal eden bir ülke, güvenlik ve garantiler konusunda nasıl bir rol oynayabilir?” şeklindeki soruyu gündeme getirdi.
Beşinci, kendisinin de veto yetkisi olduğunu belirterek, “Tekrar ediyorum, AB’nin 27 üye ülkesi var. 27 üye devletin oyu ve onayı gerekiyor…”
Altıncı, Avrupa savunma sanayi programlarından “üçüncü tarafları” (yani yine Türkiye’yi) çıkaracağını söyledi.
Onu dinleyen var mı?
Onun bu söyleminin Avrupalıların dikkatini çekmesi pek mümkün görünmüyor.
Avrupalılar, kurumlar içinde ve AB toplantıları dışında kararlar alıyorlar; çünkü artık her şey acil.
Christodulides’in uyarıları, saçmalık gibi görünüyor.
AB bugün korkunç bir ikilemle karşı karşıyadır.
Mesela Türkiye’nin Rusya’ya yaptırım uygulayıp uygulamadığı kimsenin umurunda değil.
Zaten zirveler düzenliyorlar, Türkiye’yi davet ediyorlar, sürekli Avrupalı generallerle toplantılar yapıyorlar.
İngiltere, Fransa, Türkiye… Türkiye’nin davet edilmesinin sebebi ise ülkenin muazzam askeri kabiliyetlere sahip olması.
Bu üç ülke, Ukrayna’ya bir barış gücü misyonu gönderebilir.
Yunanistan’ın davet edilmemiş olması şaşırtıcı değil.
Dikkat çekici askeri kabiliyetlere sahip olmasına rağmen, kendi güvenlik gerekçeleriyle bunları kullanmaya hazır değil.
Demagoji, Kıbrıs’ın Avrupa ortamında etkin bir şekilde çalışmasını engelliyor.
Kıbrıs, çatışmacı yaklaşımdan uzaklaşarak, Türkiye-AB ilişkilerinde uygun bağlantıları inceleyerek, Kıbrıs sorununa karşılıklı yarar sağlayacak düzenlemelerle çözüm bulabilir.
Kıbrıs’ta müzakerelerin yeniden canlandırılması, Kıbrıs’ın Türkiye’nin AB güvenlik yapılarına katılımını mümkün kılması hâlinde mümkün olacaktır.
Eğer Christodulides liderliğinin amacı ortamı dağıtmaksa; tam tersini yapmak kendisine bir fırsat sunuyor!..
Ne olmuştu?
Avrupa Birliği üye devletleri, Türkiye’nin de Ukrayna toplantılarına katılmasını istemiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdogan’ı temsilen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İngiltere’deki Ukrayna zirvesine katılmıştı.
Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Christodulides, AB’de birlik beraberliğin sağlanması gerektiğini söylemiş, “Türkiye’nin Avrupa ülkeleri ile üçüncü ülkeler arasında Ukrayna’daki gelişmeler konusunda düzenlenen zirvelere katılmasına karşı çıktığını” açıklamıştı.
AB’nin 27 üyesinin onayı ile hareket etmesi gerektiğini ileri süren Christodulides, “Türkiye, Rusya’ya yönelik Avrupa yaptırımlarını sürekli ihlal eden ve Avrupa’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarını kendi çıkarına kullanan ülkedir” iddiasında bulunmuştu.