Dijital Oyunların Beyin Üzerindeki Etkisi ve Bağımlılık Gelişimi
Çocuk ve ergen ruh sağlığı alanında uzman olan Uzman Dr. Özge Çelik Büyükceran, dijital oyunların çocukların beyin gelişimi üzerindeki derin etkilerini ve bağımlılık risklerini detaylı şekilde açıklamaktadır. Yapılan bilimsel araştırmalar, dijital oyunların özellikle ödül sistemiyle ilişkili beyin bölgelerini yoğun biçimde uyardığını ortaya koymuştur. Oyunlardaki hızlı başarı ve sürekli ilerleme hissi, dopamin salınımını tetikleyerek çocukların beyninde alışkanlık oluşturabilecek davranış kalıplarını pekiştirir. Bu durum, çocukların gerçek yaşamda karşılaştıkları zorluklar karşısında sabır ve motivasyon kaybı yaşamalarına, daha hızlı ve kolay çözümler arama eğilimine neden olur. Özellikle ergenlik döneminde gelişen nörolojik yapıların hassasiyetine dikkat çeken Büyükceran, bu yaş grubunun oyun bağımlılığına daha yatkın olabileceğine vurgu yapmaktadır.
Psikiyatrik Eş Tanılar ve Oyun Bağımlılığıyla İlişkisi
Uzman Dr. Büyükceran, dijital oyunlara aşırı ilgiyi sadece bir davranış biçimi değil, aynı zamanda altta yatan psikiyatrik rahatsızlıkların bir yansıması olarak da görebileceğimizi ifade etmektedir. Yüksek derecede oyun bağımlılığı, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), depresyon, anksiyete bozuklukları, sosyal kaygı ve uyum güçlükleri gibi çeşitli psikiyatrik durumlarla birlikte görülebilir. Bazı çocuklar, duygusal sıkıntılarını ve sosyal izolasyonlarını hafifletmek için dijital oyunları bir kaçış ve başa çıkma mekanizması olarak kullanabilirler. Ayrıca, aşırı ekran kullanımı, fiziksel sağlık üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilir. Uzun süreli ekran karşısında kalmak, uyku düzenini bozabilir, duruş problemlerine yol açabilir ve kronik yorgunluk gibi sorunları tetikleyebilir. Bu durumlar, melatonin salınımını baskılayarak uykuya geçişi güçleştirir ve uyku kalitesini olumsuz etkiler, böylece dikkat ve duygu durum düzeni bozulabilir.
Davranışsal Belirtiler ve Ailelerin Dikkat Etmesi Gereken İşaretler
Büyükceran, ebeveynlerin çocuklarda gözlemlemesi gereken bazı davranışsal ipuçlarını şu şekilde sıralamaktadır:
- Oyundan başka herhangi bir etkinliğe ilgisizlik ve kayıtsızlık
- Huzursuzluk, sinirlilik ve sürekli gerginlik hali
- Ekran süresinin hızla artması ve kontrol dışına çıkması
- Temel ihtiyaçların (yemek, uyku, hijyen) ihmal edilmesi
- Akademik başarı ve sosyal ilişkilerde belirgin gerileme
- Diğer etkinliklere karşı ilgi ve motivasyon kaybı
Bu tür belirtiler gözlemlendiğinde, çocuğun detaylı bir ruh sağlığı değerlendirmesine alınması önemli hale gelir.
İklimsel ve Aile Yaklaşımlarıyla Dijital Oyun Yönetimi
Uzman Dr. Büyükceran, dijital oyunların tamamen yasaklanması yerine, kontrollü ve düzenli kullanım stratejilerinin geliştirilmesini önerir. Bu doğrultuda, ebeveynlerin belirsiz ve tutarsız kurallardan kaçınması, önceden belirlenmiş ve sürdürülebilir “ekran sözleşmeleri” hazırlaması daha etkili olmaktadır. Çocukların kendiliğinden kurallara uymasını beklemek yerine, ebeveynlerin aktif katılımı ve rehberliği büyük önem taşır. Ayrıca, çocuklara ekran dışındaki alternatif ve ödüllendirici aktiviteler sunmak, örneğin fiziksel aktiviteler, doğa yürüyüşleri, sanat ve el işleri gibi etkinlikler, dijital bağımlılığı azaltmada faydalı olur. Ebeveynlerin kendi ekran alışkanlıklarını da düzenli tutmaları, çocukların model alma davranışlarını olumlu yönde etkiler ve sınır koyma sürecini kolaylaştırır. Çocukların dijital içeriklerle karşılaştıkları konuları açıkça konuşmak, duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve onlara alternatif başa çıkma yolları sunmak (birlikte oyun oynamak, sohbet etmek, fiziksel temas kurmak) koruyucu ve destekleyici bir yaklaşım sağlar. Ayrıca, aile içi belirli zaman dilimlerinde ekran kullanımını durdurmak ve ekransız zamanlar planlamak, hem dijital alışkanlıkların düzenlenmesine hem de aile bağlarının güçlenmesine katkı sağlar.
Sonuç ve Uzman Tavsiyeleri
Uzman Dr. Büyükceran, bu koruyucu ve düzenleyici stratejilerin, çocukların içsel motivasyonunu güçlendirdiğini ve dijital içeriklerin olumsuz etkilerini azaltmaya yardımcı olduğunu vurgular. Yasakçı ve cezalandırıcı yaklaşımlar yerine, rehberlik edici, açıklayıcı ve düzenleyici tutumların kalıcı ve etkili sonuçlar doğurduğunu ifade eder. Oyun bağımlılığı geliştiğinde, çocuğun yaşam kalitesi, akademik başarı ve sosyal uyum ciddi anlamda zarar görebilir. Bu nedenle, sadece davranışları değil, altta yatan nedenleri de anlamak ve bütüncül bir yaklaşımla ele almak büyük önem taşır. Ailelerin, çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanlarından destek almaları, hem çocukların gelişimi hem de aile içi iletişimin güçlenmesi açısından koruyucu bir önlem olarak görülmektedir.