Türkiye’nin İlk İklim Kanunu Teklifi Meclis’ten Onay Aldı
Türkiye, iklim politikalarında yeni bir döneme adım atarak ilk resmi “İklim Kanunu Teklifi”ni TBMM Genel Kurulu’nda kabul ederek yasal zemin hazırladı. Bu adım, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir kilometre taşı olarak kayıtlara geçti.
İklim Kanunu Nedir ve Hangi Amaçları Taşımaktadır?
İklim kanunu, yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda, iklim değişikliğine karşı alınacak önlemleri ve stratejileri belirleyen kapsamlı bir yasal düzenlemedir. Kanun, sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim uyum faaliyetleri ve ilgili planlamaların yasal zemine oturtulmasını amaçlamaktadır. Ayrıca, gelirlerin yönetimi, izin ve denetim mekanizmaları gibi önemli unsurları da kapsamaktadır.
İklim Kanunu’nun Temel Maddeleri ve Getirdikleri
- Sera Gazı Emisyonlarının Denetimi: İthal edilen ürünlerin sera gazı emisyonlarını sınırlandırmak ve sınır kapılarında Karbon Düzenleme Mekanizması kurulacak.
- Hedefler ve Taahhütler: Emisyonların, 2053 yılına kadar net sıfır seviyesine ulaşması hedefleniyor.
- Takip ve İzleme: Sera gazı emisyonları ve iklim değişikliği uyum faaliyetleri, ilgili Başkanlık tarafından düzenli olarak takip edilecek.
- Yeni Kuruluşlar ve Sistemler: Emisyon Ticaret Sistemi ve Karbon Piyasası Kurulu gibi kurumlar oluşturulacak.
- Yaptırımlar ve Cezalar: Yasak ve sınır ihlallerine karşı yüksek miktarda idari para cezaları uygulanacak. Örneğin, emisyon raporu sunmayan işletmelere 1-10 milyon lira arasında para cezası verilecek.
- Ozon Tabakasını Zarar Veren Maddeler: Bu maddeleri ithal eden, kullanan veya ticaretini yapanlara 2.5 milyon liraya varan idari para cezaları getirildi.
- Yürürlük ve Uygulama Süresi: Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, 3 yıl içerisinde ilgili sistemlere uyum sağlanacak ve planlar hazırlanacak. Cumhurbaşkanı, bu süreyi en fazla 1 yıl uzatmaya yetkili olacak.
Eleştiriler ve Muhalefetin Görüşleri
Kanun teklifi, özellikle muhalefet partileri ve çevre örgütleri tarafından ciddi eleştirilerle karşılandı. Eleştirilerin başında, yasayın küçük işletmelere getireceği mali yük ve uygulama süreçlerindeki belirsizlikler geliyor. Muhalefet, bu düzenlemenin ticari çıkarlar doğrultusunda hazırlandığını iddia ederek, “Gerçek bir iklim yasası değil, çıkar amaçlı bir düzenleme” ifadesini kullanıyor.
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, düzenlemenin “sadece yandaş firmaların çıkarına hizmet ettiğini” belirtti ve ekledi: “İklim değişikliğinden en çok etkilenen dar gelirli yurttaşların sorunlarına dair hiçbir somut adım içermiyor.”
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan ise, “Bu yasa, doğayı ve halkı koruyan değil, sermayenin çıkarlarını gözeten bir yapıya sahip” diyerek karşı çıkışını dile getirdi.
İklim aktivistleri ve sivil toplum kuruluşları da, “Emisyon ticaret sistemi ve fosil yakıtlardan çıkış planları eksik” diyerek, yasanın iklim krizine bütüncül yaklaşmadığını vurguladı. TEMA Vakfı, “Kaybeden insan ve doğa oldu” diyerek, yasanın yanlış ve yetersiz olduğunu açıkladı ve “Yasanın Anayasa Mahkemesi’nden dönmesini umuyoruz” şeklinde görüş belirtti.
Gelecek Planları ve Endişeler
İklim kanununun Meclis’ten geçmesinin ardından, aktivistlerin ve çevre örgütlerinin gözü, 3 Temmuz’dan itibaren tartışmaya açılması beklenen enerji ve maden yasalarına çevrildi. Bu gelişmeler, iklim politikalarının ve sürdürülebilirliğin devamını sorgulayan endişeleri de beraberinde getiriyor.