Son dönemde kahve fiyatlarındaki sert yükselişler herkesin dikkatini çekmiştir. Rekor üzerine rekor kıran kahve fiyatları 47 yılın zirvesini gördü. Her kahve satın almaya gittiğinizde artan fiyatların sebebini merak ediyor ve bu artışın daha ne kadar süreceğinin cevabını arıyorsanız doğru sayfadasınız.
Kahve tiryakilerini telaşlandırmak istemeyiz ama mevcut görünümden yola çıkarak 2025 yılında da kahve fiyatları çokça tartışılacağa ve gündemde kalacağa benziyor.
Zira kahve, küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen ve bundan sonraki süreçte de en çok olumsuz etkilenmesi beklenen tarımsal emtianın başında geliyor. Özellikle kuraklık ve olağanüstü yağış rejimleri dünyanın en büyük kahve üreticilerinin dengesini bozdu. Önce Vietnam ardından da Brezilya’da kahve hasadı sorunlu başladı.
Vietnam’da ciddi bir kuraklık yaşanırken, ardından normalin üzerindeki şiddetli yağışlar üretimi olumsuz etkiledi. Vietnam üç yıl üst üste kahvede arz açığı yaşamaya başladı. Bu gelişmeler ışığında fiyatların yükselişe geçmesiyle birlikte gözler dünyanın en büyük kahve üreticisi konumundaki Brezilya’ya kaydı. Ancak ağustos ve eylül aylarında son 70 yılın en kötü kuraklığını yaşayan Brezilya’da ekim ayında gerçekleşen şiddetli yağışlar deyim yerindeyse kahve üretimini vurdu.
Oksijen’in tarım yazarı İrfan Donat kahve piyasası gerçeklerini yazdı:
1977’den bu yana en yüksek fiyat
Aslında kahve hasadı yapılırken havanın kuru olması tercih edilen bir durumdur ve hasadın ardından yağmur beklenir. Çünkü yağışlarla birlikte toprak nemlenir ve çiçeklenme başlar. Lakin bu sefer beklentinin çok üzerinde gerçekleşen sıcaklık ve yağışlar hesapları altüst etti. Hem yağışlar gecikti hem de geç gelen yağmurlar şiddetli olunca kahve üretim alanlarında tahribat yarattı. Beş yıl art arda kahve üretiminde açık veren Brezilya’nın bu sezon üretimde yüzde 25 azalma öngörüsü ile birlikte dünyada en yaygın kahve türü olarak bilinen arabica’nın fiyatı son 1 yılda yüzde 70 civarında arttı. Aynı dönemde robusta kahvedeki fiyat artışı ise yüzde 85 seviyelerinde gerçekleşti. Son beş yılda yüzde 300’ün üzerinde artan kahve fiyatları 1977’den bu yana en yüksek seviyelere çıktı. Bir başka deyişle 40 yıllık hatırı olan kahvenin fiyatı 47 yılın rekorunu kırdı.
Brezilya ve Vietnam başrolde
“Peki, bu iki ülke kahve fiyatlarını tetikleyecek nasıl bir rol ve etkiye sahip olabilir ki?” diye düşünenler için ufak bir bilgi paylaşalım. Dünya kahve üretiminin yüzde 75’ini arabica türü oluşturuyor ve arabica’nın küresel toplam arzının yüzde 40’ını Brezilya tek başına gerçekleştiriyor.
Geriye kalan yüzde 25’lik kısım ise robusta türü kahveden oluşuyor. Ve robusta üretiminde yüzde 41’lik oranla en büyük pay Vietnam’a ait. Ardından yüzde 29’luk üretim payı ile yine Brezilya geliyor. Diğer büyük üretici ve ihracatçı ülkeleri ise Endonezya, Uganda, Hindistan, Kolombiya, Peru, Etiyopya, Meksika ve Fildişi Sahili şeklinde sıralamak mümkün.
Üretimdeki denge bu şekildeyken tüketim tercihlerini merak edenler için de şu notu düşelim. Avrupa’da İtalya ve Portekiz gibi kahvenin daha yoğun tüketildiği ülkelerde genelde robusta türü tercih edilirken espresso kahvelerde ise arabica çekirdekleri popüler. ABD’de ise genel itibarıyla arabica çekirdekleri daha popüler durumda.
Aslında yukarıda paylaştığımız üretim-tüketim dengesi ve iklim değişikliğine yönelik riskler kahvenin yakın gelecekteki fiyatlamalarına yönelik önemli sinyaller veriyor.
Spekülasyon mu?
Zira kahve de tıpkı diğer emtia türleri gibi spekülasyona açık bir ürün ve bu durum kahve piyasasını daha karmaşık hale getiriyor. Dünyada bu işin ticaretini yapan çok sayıda firma var ve fiziksel olarak kahvenin ciddi bir ticareti söz konusu. Ama aynı zamanda bu işin içinde spekülatör olarak da nitelenebilecek firma ve tüccarlar da bulunuyor. Ve bu oyuncular tıpkı diğer emtia ürünlerinde olduğu gibi kahveyi daha ucuza alıp daha pahalıya satarak fiyat değişiminden ciddi getiriler elde etme peşinde. Piyasadaki bu dinamikler fiyatların dalgalanmasında etkili oluyor.
Küresel iklim değişikliğinin tarımsal üretimde bu kadar kırılganlık yarattığı bir dönemde haliyle kahve üretiminin de geleceği tartışılıyor.
Kimilerine göre, iklimsel faktörlerle üretim daha da azalacağı için kahve gelecekte ultra lüks bir içecek olacak ve bugünkü rekor fiyatlar bile çok ucuz kalacak. İşte bu tür senaryo ya da spekülatif söylemler dahi kahve fiyatları üzerindeki baskıyı arttırıyor.
Kahve pazarı 461 milyar doları geçti
Her ne kadar fiyatlar dramatik şekilde yükselmeye devam etse de kahve tüketimine yönelik güçlü talep de azalmıyor. İnsanlar tiryakilik olarak da nitelenebilecek alışkanlıkları nedeniyle bir şekilde yüksek fiyatlara rağmen kahve tüketmeye devam ediyor.
Statista’nın derlediği verilere baktığımızda dünyada kahve tüketim trendi istikrarlı bir şekilde artıyor.
Dünyada ev içi kahve pazarının büyüklüğü 2024 sonu itibarıyla 94 milyar dolara yaklaşıyor. Ev dışı tüketim pazarı ise 368 milyar dolar seviyesinde. Dolayısıyla küresel kahve pazarının toplam büyüklüğü 461 milyar doları aşıyor. Öte yandan geleneksel pazarlardaki büyüme trendinin yanı sıra Çin gibi genişleyen pazarlarda küresel kahve tüketimi hızlı bir şekilde artıyor.
Türkiye’nin ithalatı 593 milyon dolar
Kahve sektöründeki kimi oyunculara göre piyasalar bir şekilde sakinleşecek ve fiyatlar belirli bir seviyeye oturacak. Bu işin ticaretini yapan kimi tedarikçilere göre ise tarihsel olarak enflasyondaki değişime göre hesaplandığında kahvenin fiyatı zaten oldukça düşük seviyelerdeydi ve şimdilerde olması gereken düzeye ulaştı.
Ancak uzmanlar önümüzdeki sezon da arz ve talep dengesizliğinin sürme olasılığını yüksek görüyor.
Neresinden bakarsanız bakın kahve fiyatları bundan böyle daha çok tartışılacak gibi görünüyor.
Özellikle Türkiye gibi, kahve fiyatlarındaki artıştan doğrudan etkilenen ülkelerde bu tartışma daha da alevlenebilir. Çünkü Türkiye’de ticari olarak kahve üretimi söz konusu değil. Her ne kadar Antalya’da uzun yıllardır deneme amaçlı pilot üretim bölgeleri olsa da su kaynakları üzerindeki baskı ve iklimsel faktörler Türkiye’de sürdürülebilir kahve üretiminin geleceği açısından soru işaretleri yaratıyor.
TÜİK verilerine baktığımızda Türkiye 2023’te toplam 117 bin tona yakın kahve ve türev ürünlerinin ithalatına 593 milyon dolar ödemiş.
Trump etkisi mi?
Kahve fiyatlarındaki sert yükselişin temelinde iklimsel faktörler öne çıksa da piyasada ABD başkanlık yarışını yeniden kazanan Donald Trump’ın da hatırı sayılır bir etkisi olduğu görüşü hakim. Trump’ın ocak ayında göreve geldiğinde bir dizi emtiada uygulayacağı ithalat vergisinden kahvenin de nasibini alacağını fiyatlayan piyasa bunu şimdiden fiyatlara yansıtmış gibi görünüyor. Özellikle ABD’li tedarikçilerin ek gümrük vergilerine maruz kalmamak adına ithalatı artırdığı görüşü hakim. Bu arada küresel kahve ihracatının yaklaşık yüzde 23’ünün ABD’ye gerçekleştiğinin de altını çizelim. Ancak Trump fiyatlamasının kahve piyasasındaki tüm kesimler tarafından kabul görmediğini de belirtmek lazım.
“Olağan dışı bir durum var”
Küresel çapta tarımsal emtia ticaretinde faaliyet gösteren Voicevale Tarım Ürünleri Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Koylan’a son aylarda rekor üstüne rekor kıran kahve fiyatlarındaki hareketi soruyoruz.
Koylan kahve fiyatlarındaki seyri olağandışı olarak yorumluyor ve ekliyor: “Şu an çok absürt bir durum var.”
Son üç haftadır pazarlık halinde oldukları Brezilya’dan birçok tedarikçinin mal alamadığından bahseden Koylan “Brezilyalı kahve çiftçileri rekor üstüne rekor kırılan bir dönemde fiyatların daha da artacağını düşünerek malını vermek istemiyor ve satıcılara fiyatın geçersiz olduğunu söylüyor. Bu yüzden Türkiye’de satışı durduran ithalatçılar var. Çünkü yerine mal koyamıyorlar” diyor.
“Piyasa sıkıştı”
Yıl sonu kapanışları yapıldığı için şu an piyasada satışların kısmen durdurulduğunu ifade eden Koylan, Brezilyalı üreticilerin yeni yıla stokla girmek istediklerini söylüyor.
“O yüzden piyasa sıkıştı” diyen Koylan, son üç-dört haftadaki fiyat hareketlerinde olumsuz hava şartlarından bağımsız olarak ekstra bir köpük yaratıldığı görüşünde.
Küresel kahve fiyatlarındaki yükselişe paralel olarak Türkiye’de de fiyatların hızla arttığını belirten Koylan, döviz kurlarındaki sakin seyre dikkat çekerek “Fiyatlar dolar bazındaki artışa paralel yükseliyor. Döviz kurlarındaki stabil tablo şu an için lehimize bir durum. Eğer kur serbest bırakılmış olsaydı Türkiye’de kahve fiyatları çok farklı seviyelere çıkardı” diyor.