Ana Sayfa Arama Galeri Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Sosyal Medya

Kıbrıs-Mısır gaz anlaşması Türkiye’yi rahatsız ediyor

Mısır ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin doğalgaz anlaşması imzalaması Ankara’da hoş karşılanmadı. Kıbrıslı Türklerin Doğu Akdeniz’deki kaynaklar üzerinde hakkı olduğunu belirten Türkiye, bölgedeki enerji projelerinden dışlanmak istemiyor

Mısır ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin doğalgaz anlaşması imzalaması Ankara'da hoş karşılanmadı.

Mısır ve Kıbrıs Cumhuriyeti yönetimi, Kıbrıs’ın açık deniz sahalarından Mısır’a sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatına ve gazın Avrupa’ya yeniden ihracatına olanak tanıyan anlaşmalar imzaladı. İmzalanan metin, şu anda İtalyan Eni ve Fransız Total konsorsiyumunun lisansı altında Kıbrıs’taki Cronos Blok 6’dan çıkarılan gazın Damietta’da sıvılaştırılmadan önce Mısır’ın Zohr tesislerinde işlenmesini ve Avrupa’ya ihraç edilmesini içeriyor. İkinci bir mutabakat zaptı ise Chevron liderliğindeki konsorsiyumun lisansı altında Kıbrıs açıklarındaki Afrodit sahasından çıkarılacak gazın işlenmesi için bir çerçeve çiziyor.

Doğu Akdeniz’de son yıllarda önemli gaz keşifleri yapılırken, 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından Rusya’dan gelen enerji arzında yaşanan kesinti, Avrupa’nın dikkatini başka yerlerden tedarik sağlamaya yöneltti.

Yetkililer daha önce Cronos Blok 6’dan gelecek gazın muhtemelen 2026 ya da 2027’de devreye girmesini beklediklerini söylemişlerdi. Cronos’ta bulunan gazın yaklaşık 85 milyar metreküp olduğu tahmin ediliyor.

Afrodit’te ise yaklaşık 100 milyar metreküp gaz olduğu tahmin ediliyor. Konsorsiyumun bir üyesi olan İsrailli NewMed şirketi, Pazar günü yaptığı açıklamada gazın 2031 yılında devreye girmesini beklediğini kaydetti.

Afrodit anlaşmasının imzalanması, Kıbrıs Cumhuriyeti yönetimi ile Chevron liderliğindeki konsorsiyum arasında bir kalkınma planı üzerinde aylarca süren anlaşmazlığın ardından yakın zamanda gerçekleşen bir atılımın ardından geldi.

Anlaşma, azalan yerli gaz üretimiyle mücadele eden ve geçen yıl net doğalgaz ithalatçısı konumuna geri dönen Mısır için bir destek sağlıyor. Mısır kısa bir süre önce Shell ve TotalEnergies ile 2025 yılına kadar iç talebi karşılamak üzere 3 milyar dolar değerinde LNG tedarik anlaşması imzalamıştı. Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, işletmeci Eni’nin 2024 yılı başlarında üretimin günde yaklaşık 54 milyon metreküp düşmesinin ardından sondaj çalışmalarına yeniden başladığı Zohr gaz sahasında ülkenin üretimi arttırması gerektiğini vurguladı.

‘Yakın vadede üretim olmaz’

Rum gazetesi Filelefteros ise doğalgazın üretiminin kısa vadede mümkün görünmediğini yazdı:

“Ne Kronos yatağından ne de Afrodit yatağından doğalgaz üretimi hemen başlayacak. Her iki yatak için de ayrıntılı teknik çalışmalar gerekecek ve bu çalışmalar genellikle bir ila iki yıl sürer. Ayrıca, potansiyel alıcılarla müzakereler, yatırım kararı alınması ve ardından altyapı inşaatları yapılması gerekecek. Tüm bunlar, önümüzdeki 2-3 yıl içinde Kıbrıs doğalgazının üretimi ve ticaretine dair iyimserlik için bir dayanak oluşturmazken, Afrodit yatağı için bekleme süresi daha da uzun olabilir.”

Türkiye: Kıbrıslı Türklerin de hakkı var

Bu gelişmeler karşısında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek başına münhasır ekonomik bölge (MEB) ilân etme yetkisine sahip olmadığını savunan Ankara, Kıbrıslı Türklerin de kaynaklar üzerinde eşit hak sahibi olduğunu vurguluyor. Geçmişte, Kıbrıs adası çevresinde sismik araştırmalar yaparak ve sondaj gemileri göndererek bölgedeki varlığını hissettiren Ankara, Doğu Akdeniz’in enerji rezervleri için uluslararası bir toplantının düzenlenmesi fikri üzerinde duruyor. 

Yeni Kıbrıs-Mısır anlaşması, Türkiye tarafından Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminde bir kez daha ‘by-pass’ edildiği şeklinde yorumlanabilir. Ankara, bu tür anlaşmaların Kıbrıslı Türklerin haklarını göz ardı ettiği ve bölgesel istikrarı tehdit ettiğini vurguluyor. Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları üzerindeki hak iddiası ve bu konudaki aktif politikası, bölgedeki enerji projelerinin geleceği açısından önemli bir faktör olmaya devam ediyor.