Ana Sayfa Arama Galeri Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Sosyal Medya

Kulaklık Yoksa Da Keyif Var! Yeni Teknoloji Kulaklıkları Tarihe Gömecek Heyecan Verici Bir Dönüşüm

Kulaklıklar artık sadece ses değil, bir deneyim! Yeni teknolojiyle tanışın, müzik ve eğlenceyi yeniden keşfedin. Heyecan verici dönüşüm başlıyor!

Kulaklıklar artık sadece ses değil, bir deneyim! Yeni teknolojiyle tanışın,

Göz kamaştırıcı Bir Yenilik: Kulaklık Kullanımına Gerek Kalmadan Kişiye Özel Ses Deneyimi

Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nin öncülüğünde gerçekleştirilen heyecan verici bir araştırma, kulaklıkların sınırlarını aşan yeni bir teknolojiyi gün yüzüne çıkardı. Ekibin başında Prof. Yun Jing yer alıyor ve geliştirdikleri bu sistem, kullanıcının belirlediği noktada yalnızca ona özel ses iletimi sağlıyor. Diğer insanlar ise bu sesleri duymuyor, tıpkı gizli bir iletişim gibi. Bu yenilik, kişisel ses alanlarını oluşturmayı ve günlük yaşamda yeni bir mahremiyet seviyesi getirmeyi hedefliyor.

“Audible Enclave” Kavramı ve Teknolojinin Temelleri

Bu teknolojinin temelinde, “işitilebilir alan” veya İngilizce adıyla audible enclave konsepti yer alıyor. Yüksek frekanslı ultrasonik dalgalar kullanılarak, kullanıcıya özel ses alanları oluşturuluyor. Akustik metayüzeyler sayesinde, sesler kıvrımlı ve belirli yollar izleyerek yönlendiriliyor. Bu yolların kesişim noktalarında ise, ses insan kulağının algılayabileceği hale geliyor. Yani, ses sadece belirli bir noktada “gerçekleşiyor” ve çevresindekiler bu sesi duymuyor. Prof. Jing, bu sistemi şu sözlerle özetliyor: “Bir kişinin durduğu noktada ses net bir şekilde duyulabilirken, yanındaki biri hiçbir şey duymuyor. Bu, doğal ve etkili bir ses mahremiyeti sağlıyor.

Teknolojinin Kalbinde Yenilikçi Donanımlar

Sistemin temel bileşenleri, iki adet ultrasonik hoparlör ve bunlarla uyumlu çalışan özel metayüzey lensler olarak öne çıkıyor. Bu lensler, Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nda Xiaoxing Xia tarafından 3D yazıcı teknolojisi kullanılarak üretildi. Her bir hoparlör farklı frekanslarda çalışıyor ve yalnızca ses ışınlarının kesiştiği noktada, ses insan kulağının algılayabileceği hale geliyor. Testler için, mikrofonlarla donatılmış bir kafa ve gövde maketi kullanılarak, sistemin ne kadar hassas çalıştığı gözlemlendi. Ekibin üyesi Jia-Xin “Jay” Zhong ise, yapılan deneylerde, yalnızca ses ışınlarının kesişim noktasında anlamlı bir ses kaydı elde edilebildiğini ve sistemin bu noktada çalıştığını doğruladı. Bu sayede, hedeflenen alan dışında herhangi bir ses duyulmadı ve sesin yönlendirilmesi oldukça başarılı oldu.

Ses Performansı ve Günlük Hayata Uygunluğu

Geliştirilen bu teknoloji, sadece hassas hedefleme yeteneğiyle değil, aynı zamanda geniş frekans aralığıyla da dikkat çekiyor. Sistem, 125 Hz ile 4 kHz arasındaki geniş bir frekans bandında çalışabiliyor ve odanın akustiğine göre bile net ve anlaşılır ses iletimi sağlayabiliyor. Yaklaşık 16 santimetre uzunluğunda, yani bir kalem kutusu büyüklüğünde olan bu cihaz, taşınabilir ve kullanımı kolay bir prototip olarak tasarlandı. Şu anki durumda, ses yaklaşık bir metre mesafeye iletilebiliyor ve ses seviyesi günlük konuşma seviyesinde, yaklaşık 60 desibel civarında. Ekibin araştırmaları, daha güçlü ultrason kaynaklarıyla mesafenin ve ses seviyesinin artırılabileceğine işaret ediyor. Bu gelişmeler, kişisel ses alanlarının daha uzak mesafelere taşınmasını ve daha yüksek ses seviyeleriyle kullanılmasını mümkün kılacak. Bu sayede, müzik dinlemek, telefon görüşmesi yapmak veya özel içerikler paylaşmak, artık daha gizli ve konforlu hale geliyor.