Nöbetçi Eczaneler
AKP’li Konya Büyükşehir Belediyesi’nin, çeşitli tanınmış isimlerin katılımıyla gerçekleşecek olan söyleşi programları için yaklaşık 20 milyon TL tutarında bir bütçe ayırdığı iddia edildi. Bu iddia, gazeteci ve haber kaynaklarının dikkatini çekerken, belediyenin bu etkinlikler için imzaladığı sözleşmeler gündeme geldi. Haberde, toplamda 6 farklı söyleşi için yapılan resmi anlaşmalardan bahsedildi ve programlara katılacak isimler detaylandırıldı.
Söyleşi Katılımcıları ve İddialar
- Gazeteci Fulya Öztürk
- Gazeteci Mehmet Akif Ersoy
- AKP Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu
- Psikiyatrist ve yazar Kemal Sayar
- Psikolog ve yazar Hatice Kübra Tongar
- Şair Nurullah Genç
- YouTuber Sevda Türküsev
İddialara göre, sözleşmeye imza atan isimler arasında oyuncu, yönetmen ve senarist Müfit Can Saçıntı’nın da yer aldığı belirtildi. Ancak, Saçıntı konuya ilişkin yaptığı açıklamada bu iddiayı kesin bir dille yalanladı ve durumu netleştirmek istedi. Saçıntı, yaptığı açıklamada “Benim payıma da bu düştü” diyerek, iddiaların asılsız olduğunu ve kendisinin herhangi bir belediye veya ihale ile ilgisinin bulunmadığını vurguladı.
Saçıntı’nın Açıklaması ve Savunması
Söz konusu video açıklamasında, 41 yıllık sanat hayatı boyunca hiçbir iktidarın veya herhangi bir belediyenin yanında, altında veya üzerinde yer almadığını belirtti. “Herhangi bir belediyenin veya 20 milyon TL’lik bir ihale ile ilgili imzam yok” diyerek, bu tür iddiaların kendisini zan altında bırakmaya çalıştığını dile getirdi. Ayrıca, “Bütün bunlar da gizli saklı değil, herkes de biliyor. Eğer herkes biliyorsa, neden açıklıyorum?” şeklinde sorular yöneltti ve açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “41 yıldır ismime veya soy ismime kara leke, gölge düşmesin diye çok sıkıntılar çektim. Sıkıntı edebiyatı yapmak istemiyorum.”
Saçıntı, konuya ilişkin yayınlanan haberlerin kendisinin itibarını zedelemeye yönelik olduğunu ve bu yüzden de açıklama yapma zorunluluğu hissettiğini belirtti. Ayrıca, “Keşke bu haberi yapanlar resmim veya imzam yerine, gerçekten imzamı gösterselerdi. Bu dönemde her yerde kolayca iftira atılıyor ve benim de adım karalanmaya çalışılıyor” diyerek, iddiaların asılsız ve iftira olduğunu vurguladı. Son olarak, “Herkese kolayca iftira atılan bu dönemde benim de payıma bu düştü” diyerek, durumu kişisel bir mesele olarak değerlendirdi ve resmi belge veya kanıtların ortaya konmasını talep etti.