Meta, Sosyal Medya Pazarında Tekelleştiğine Dair Kanıt Sunmaktan Kaçınıyor
ABD’nin önde gelen teknoloji devlerinden Meta, son dönemde tartışmalara neden olan sosyal medya pazarını tekelleştirdiğine dair iddialara karşı güçlü bir savunma yapıyor. Şirket, Yargıç’tan, Federal Ticaret Komisyonu’nun (FTC) açtığı antitröst davasını reddetmesini talep ederken, bu iddiaların arkasında somut ve ikna edici delillerin bulunmadığını ileri sürüyor. Meta, özellikle Instagram ve WhatsApp’ın satın alınmasıyla ilgili olarak, FTC’nin suçlamalarını destekleyecek yeterli kanıt gösteremediğini vurguluyor. “Görünürde Bir Tekellik Yok” diyerek, pazarın dinamiklerini ve rekabet ortamını analiz eden şirket, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunuyor.
Ücretsiz Hizmetlerde Geleneksel Tekel Ölçütleri Yetersiz Kalıyor
Meta, uygulamalarının temelinin ücretsiz hizmet sunduğu gerçeğine dayanarak, klasik fiyat temelli tekel ölçütlerinin burada geçerli olmadığını belirtiyor. Bu nedenle, FTC’nin Meta’nın pazar hakimiyetini kanıtlamada kullandığı argümanların eksik ve yetersiz olduğunu iddia ediyor. Şirket, kullanıcıların hizmetlere ücretsiz eriştiği ve bunun rekabet açısından bir engel oluşturmadığını savunarak, piyasadaki gerçek rekabet ortamını gözler önüne seriyor.
Kullanıcı Deneyimi ve Hizmet Kalitesi Her Geçen Gün Artıyor
Sosyal medya devi, FTC’nin iddia ettiği gibi, hizmet kalitesinde veya kullanıcı deneyiminde bir gerileme yaşanmadığını dile getiriyor. Aksine, kullanıcıların platformlara olan ilgisinin ve etkileşiminin arttığını, uygulamaların devralındığı tarihten itibaren ise kalite ve erişim imkanlarının belirgin biçimde iyileştiğini belirtiyor. Meta, bu gelişmelerin rekabetin devam ettiğine ve piyasada sağlıklı bir dengeden söz edilebileceğine işaret ediyor.
Instagram ve WhatsApp’ın Büyüme Hikayeleri: Küçük Başlayan Devler
Meta, özellikle Instagram’ın ilk günlerinde sınırlı özelliklerle ve zayıf altyapıyla piyasaya adım attığını hatırlatıyor. Kurucu Kevin Systrom’un açıklamalarına dayanarak, Meta’nın devreye girmesiyle Instagram’ın hızla büyüdüğünü ve kullanıcı deneyimini, erişim imkanlarını, özellik yelpazesini önemli ölçüde geliştirdiğini söylüyor. Benzer şekilde, WhatsApp’ın ilk zamanlar sadece basit bir mesajlaşma uygulaması olduğunu ve herhangi bir sosyal özellik veya reklam planı bulunmadığını vurguluyor. Bu da, Facebook’un söz konusu platformların rekabet tehdidi oluşturmadığını gösteriyor.
FTC’nin Kanıtları: Spekülatif ve Yetersiz
Meta, FTC’nin iddialarını ciddi anlamda eleştiriyor ve hatta, önde gelen uzmanların bile rekabetin zararına dair iddiaların çoğunun yalnızca spekülasyon olduğunu kabul ettiğine dikkat çekiyor. Ayrıca, FTC’nin TikTok’u da kapsayan pazarda Meta’nın yaklaşık %60’lık pazar payını gösterdiğine dair herhangi katı bir kanıt bulunmadığını belirtiyor. Bu durum, iddiaların dayanağını sorguluyor ve rekabet ortamının aslında çok daha karmaşık ve çeşitli olduğunu ortaya koyuyor.
Instagram ve TikTok: Özellikler Arasındaki Benzetmeler
Meta, TikTok ve Instagram’ın neredeyse tüm temel özelliklerinin birbirine çok benzediğini vurguluyor. “TikTok’ta olan yeni özellikler, Instagram’da da bulunuyor; ve Instagram’daki hemen hemen her yenilik, TikTok’ta da mevcut” ifadeleriyle, bu rekabet ortamının sürekli ve yoğun olduğunu anlatıyor. Bu da, pazarın gerçekten de geniş ve çeşitli olduğunu, tekelleşmenin henüz gerçekleşmediğini gösteriyor.
Meta’nın Son Talebi: Mahkemeden Dava Reddedilsin
Sonuç olarak, Meta, sosyal medya pazarında hakimiyet kurduğuna dair iddiaların asılsız olduğunu ve FTC’nin suçlamalarının temelsiz olduğunu öne sürerek, mahkemeden bu davanın Kural 52(c) uyarınca reddedilmesini talep ediyor. Bu tutum, şirketin rekabet ortamını koruma ve adil bir piyasa dengesini savunma kararlılığını gösteriyor.