Bir politikacı yoksul ülkesini yabancı yatırıma açacağına söz verirken, Tony Blair de bilgece başını sallıyordu. Aslında Davos için standart bir manzara. Ancak bu siyasetçi Esad Hasan Şeybani daha iki ay öncesine kadar BM tarafından kara listeye alınmış bir cihatçıydı. Suriye’nin dışişleri bakanı olup İsviçre’deki bir dağda serbest piyasayı öveceğini hayal etmek zordu.
Yine de Şeybani’nin serüveninin olağandışı olmayan bir tarafı var. Arap dünyasında İslamcılar genellikle milliyetçi rakiplerine kıyasla daha adanmış kapitalistler. Müslüman Kardeşler (İhvan) Mısır’da enerjiden eğitime her alanda özel sermayeye başvurdu. Tunus’un ana İslamcı partisi Nahda, toplumu islamileştirmeye çalışmaktan ziyade devlet şirketlerini özelleştirmeye çalıştığı için tepki çekti.
Son yıllarda kontrolü ele geçiren islamcılar iktidarı halk devrimlerinin sonucunda alanlar. Kendilerini seleflerinden ayrıştırmaları gerek. Esad rejimi altındaki Suriye, Sovyet tarzı bir komuta ekonomisini ahbap çavuş kapitalizmi ile birleştirmişti. Yeni yöneticilerin farklı bir şey vaat etmeleri mantıklı. Türkiye’de 2002 yılında iktidara gelen iş dünyası dostu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu konuda başarılı bir model oluşturdu.
Hocalar fetva veriyor
Siyasetçiler politikaları için dini bir gerekçeye ihtiyaç duyduklarında ise, yardımlarına din adamları koşuyor.
Mısır’da devlet tarafından yönetilen dini otorite Dar al-Ifta, planlı bir ekonominin kişisel özgürlüğü kısıtladığı için İslam’a aykırı olduğunu savunuyor. İdeal İslam ekonomisinin “tekelcilikten, aldatmadan” ve diğer kötülüklerden arınmış bir serbest piyasa olduğunu anlatıyor.
Pek çok akademisyen, İslam’da ticarete karşı hiçbir şey olmadığını savunuyor. Muhammed Peygamber de başarılı bir tüccardı. Zekat, inananlar için zorunlu bir vergi. Ancak servet biriktirilmesinde bir yanlış yok.
Mısır devriminden sonra İhvan’ın en güçlü üyesi olan Hayrat Şatır, market ve mobilya mağazaları zincirleri işleten bir milyonerdi. Ancak din serbest piyasaları desteklese dahi bu piyasaların nasıl organize edileceğini açıklamıyor. Hem İhvan hem de Nahda ciddi reformlar konusunda başarısız oldu. İnançta ve finansta kutsal kitabı bilmek kolay, uygulamak zordur.