Başsavcılığın Soruşturma Kararı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel hakkında, 5 Temmuz tarihinde gerçekleştirilen CHP MYK toplantısının ardından yaptığı açıklamalar nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret”, “Suç işlemeye alenen tahrik” ve “Kamu görevlilerine görevleri nedeniyle hakaret ve tehdit” suçlamalarıyla re’sen soruşturma başlatmıştır. Bu gelişme, siyasi ortamda büyük yankı uyandırmış ve hukuki sürecin nasıl ilerleyeceği merak konusu olmuştur.
Sosyal Medyadan Tepkiler ve CHP’nin Açıklamaları
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Özgür Özel hakkında başlatılan soruşturmanın ifade özgürlüğünü ve demokratik siyaseti susturma girişimi olduğunu dile getirdi. Yücel, “Özgür Özel hakkında başlatılan soruşturma, Türkiye’de demokratik ve meşru siyasetin önüne set çekmek isteyenlerin yeni bir girişimidir. Yargıyı araçsallaştırarak CHP’nin liderini kriminalize etmek kimseye fayda sağlamaz. Soruşturma açacağına yüreğin varsa, sandığı getir” şeklinde sözler sarf etti.
Diğer yandan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer de, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Saraydan icazet alan yargının ne vicdanında ne de millet nezdinde hükmü vardır” ifadelerini kullanarak, yargıya ve siyasi iktidara yönelik sert eleştirilerde bulundu. Taşcıer, ayrıca “Korku dağları sarmış, sarsın! Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, milletimizin haklı sesini dile getirmiştir. Millet iradesi saraydan büyüktür. Saraydan icazet alan yargı, ne vicdanımızda ne de milletin nezdinde hüküm sahibidir. Susan, korkan ve geri adım atan herkes sizin gibi olsun! Ya adalet, ya vesayet!” diyerek, halkın iradesine vurgu yaptı.
İletişim Başkanı Altun’dan Sert Eleştiri
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise, Özgür Özel’in basın toplantısında sarf ettiği ifadeleri “tehditkar ve provokatif” olarak nitelendirdi. Altun, yaptığı açıklamada şunları belirtti:
- “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, basın toplantısında sarf ettiği tehditkar ve provokatif ifadelerle, siyasi nezaket sınırlarını aşmış, anayasal kurumlarımızı, toplumsal barışımızı ve milli birliğimizi doğrudan hedef almıştır.”
- “Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik tehdit içerikli sözler ve kamu görevlilerine karşı sürdürülen sistematik itibarsızlaştırma kampanyaları, demokrasiye ve toplumsal barışa zarar vermektedir.”
- “En önemlisi, milletimizi sokaklara dökme tehdidi, sokak vesayetinin dilidir ve bu dil kabul edilemez.”
Özgür Özel’in Sözleri ve Söz konusu Konuşmanın Detayları
Özgür Özel, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı:
“Madem birinci partisin, gel. Allah’ın korkağı. Allah’ın korkağı, sen birinci parti olsan parende atarak sandığa gidersin. Bak o meydanlarda şu anda prova yapıyoruz. 81 ilde sen fragman izliyorsun, fragman. Korku filmini izleteceğim sana. Senden beter kötüleşmeyen ne olsun… Korku filmini size izlettirmeyen ne olsun. Fragman izliyorsunuz 2 milyon kişiyle. Gün gelecek, bak, sandığı ortadan kaldırmaya kalmaz. Efendi gibi sandıkla gideceksin. Aha da 2 Kasım ortada. 2 Kasım’a sen sandık koymazsan, kasıma ben bir sandık koyarım. Koyar mıyım, koymaz mıyım, hep beraber bakarız. Yok, sen sandığı elden almaya kalkarsan, sandığı hangi ellerle kurduysak, o ellerle kurtarırız. O eller Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, İsmet Paşa’nın elleridir. Kimseyi darbeyle tehdit etmiyoruz. Kimseyi kaba kuvvetle tehdit etmiyoruz. Ama birisi darbeye kalkarsa, sandığı almaya kalkarsa, birtakım yollarla bu milletin elinden seçimi almaya kalkarsa, bu millet kendi elleriyle sandığı geri getirir. Ondan kimse fazladan kabadayılığa girişmesin. Sandık gelecek, hepiniz gideceksiniz. 2 Kasım’da yüreği yeteni seçime bekliyorum. ‘Birinci partiyim’ diyeni seçim bekliyorum. Kendine güveneni seçime bekliyorum. Kasımpaşa delikanlısıysan, seçime bekliyorum.”
Gelişmeler ve Kamuoyunun Durumu
Yaşanan bu gelişmeler, siyasi arenada büyük bir tansiyon oluşturmuş ve iktidar-muhalefet arasındaki gerilimin artmasına neden olmuştur. Soruşturma ve açıklamalar devam ederken, hem CHP hem de iktidar tarafı çeşitli açıklamalarla durumu değerlendirmekte ve kamuoyunun dikkatini çekmektedir.