Ana Sayfa Arama Galeri Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Sosyal Medya

TGC’den RTÜK’e Halk TV ve Sözcü TV’ye Eleştiri: İktidara Çağrı

TGC, RTÜK’e Halk TV ve Sözcü TV’ye yönelik eleştiride bulundu, iktidara çağrı yaparak medya özgürlüğünü savundu. Detaylar haberimizde.

TGC, RTÜK'e Halk TV ve Sözcü TV'ye yönelik eleştiride bulundu,

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden RTÜK’ün Yayın Cezalarına Duruş

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Halk TV ve Sözcü TV’ye Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) uyguladığı 10 günlük yayın durdurma cezalarını, demokrasinin ve temel hakların ağır bir tehditi olarak değerlendirdi. TGC, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yürütmeyi durdurma kararı alınmaması halinde her iki kanalın da 8 Temmuz’dan itibaren 10 gün boyunca ekranlardan silineceğine dikkat çekerek, bu kararların haber alma hakkını askıya alma girişimi olduğunu vurguladı.

Gazetecilik ve ifade özgürlüğüne yapılan bu müdahalenin, anayasal güvenceler altındaki temel haklara ciddi bir saldırı olduğunu belirten TGC, “RTÜK’ün hukuksuz ve keyfi kararları, toplumun doğru ve tarafsız bilgi alma hakkını engellemektedir” açıklamasında bulundu. Ayrıca, RTÜK’ün bu kararlarıyla medyanın kamusal meseleleri özgürce tartışmasının önüne set çekmeye çalıştığı, iktidar yanlısı ve otoriter tutumunu bir kez daha gösterdiği ifade edildi.

Medyanın Eleştirel Gücüne Yönelik Baskılar ve Sonuçlar

Gazete ve televizyonların özellikle iktidara muhalif sesleri susturmaya yönelik uygulamalarına dikkat çeken TGC, “İktidarın kamu yararına aykırı faaliyetleri haberleştiren medya kuruluşları, ekonomik ve hukuki baskılarla karşı karşıya kalmakta ve susturulmaya çalışılmaktadır” şeklinde uyarıda bulundu. Dün RTÜK’ün Sözcü TV ve Tele1 kanallarına verdiği cezaları hatırlatan TGC, “Bu uygulamalar, halkın gerçekleri öğrenme hakkını ortadan kaldırmaya yönelik, açık ve sistematik bir sansür mekanizmasıdır” dedi.

Uluslararası ve Siyasal Tepkiler

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, RTÜK’ün kararlarını sosyal medya hesabında sert şekilde eleştirerek, “George Orwell bile bu kadar absürt ve otoriter uygulamaları hayal edemezdi” ifadesini kullandı. Amor, bu uygulamaların medya ve ifade özgürlüğünü ciddi anlamda zedelediğine dikkat çekti ve Türkiye’de “özgür basın ve halkın bilgiye erişim hakkı” konusunda büyük kayıplar yaşandığını belirtti.

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “Halk TV ve Sözcü TV, bu ülkede baskılara rağmen doğruları haykıran, milletin sesidir. Bu sesler susturulamaz, gerçekler karartılamaz” sözleriyle destek verdi.

RTÜK Başkanı Şahin’den Savunma ve Eleştiriler

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, yaptığı açıklamada, alınan kararların “hukuka uygun ve yasal çerçevede” olduğunu savundu ve “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, özellikle Halk TV, Tele1 ve Sözcü TV gibi yayıncıları defalarca uyarmıştır” diye ekledi. Şahin, “Yayınlar toplumun huzurunu bozan, inanç değerlerine saldıran, kin ve nefret dilini kullanan ve devlet büyüklerine saygısızlık eden içeriklere karşı alınmıştır” dedi.

Ancak, muhalif ve sivil toplum temsilcileri, RTÜK’ün bu kararlarını “siyasi ve otoriter baskı aracı” olarak nitelendiriyor ve “Bu uygulamalar, kamu gücünün sansür mekanizmasına dönüştürülmesinin açık göstergesidir” diye tepki gösteriyor.

Eleştirilerin ve Uyarıların Devamı

RTÜK’ün kararıyla ilgili olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, “RTÜK, iktidarın emrinde bir sansür aracı olmuştur. Bu kararla, medya özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ciddi şekilde zedelenmektedir” diyerek tepkisini dile getirdi. Ayrıca, “Toplumun güvenliği değil, iktidarın iktidarını koruma amacı güden bu uygulamalar, medyanın bağımsızlığını ve halkın haber alma hakkını hiçe saymaktadır” şeklinde konuştu.

Sonuç ve Çağrı

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, “Basın özgürlüğü ve demokratik hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde hareket edilmelidir” diyerek, RTÜK ve iktidar yetkililerine, “Hukuk ve Anayasa sınırları içinde hareket etmeye, sansüre son vermeye ve özgür medyanın önünü açmaya” çağrısında bulundu. “Gazetecilik suç değildir, gerçeklerin ifadesidir” diyerek, halkın haber alma hakkını savunmaya devam edeceğini vurguladı.

Yayın Yasaklarının Gerekçeleri ve Uygulamalar

RTÜK’ün aldığı kararların temel gerekçeleri arasında, Halk TV’de yayımlanan “Sinem Fıstıkoğlu ile Sansürsüz” programında, “Türkiye dincileşiyor değil, mezhebileşiyor” ve “Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün adının konulmasından itibaren İran’a karşı azmettirildik” ifadeleri yer aldı. RTÜK, bu içerikleri halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettiği gerekçesiyle 10 gün yayın durdurma cezası verdi.

İkinci örnek ise, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve tutuklanması sonrası, canlı olarak yayımlanan protestolar nedeniyle RTÜK’ün Sözcü TV’ye 10 günlük ekran karartma cezası uygulaması oldu. RTÜK, bu yayınlarda halkın kin ve düşmanlığa teşvik edildiğini iddia etti.

Amor’dan Eleştirel Değerlendirme

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, RTÜK’ün kararlarını sert sözlerle eleştirerek, “George Orwell bile bu otoriter uygulamaları hayal edemezdi” diyerek, “Türkiye’de medya ve ifade özgürlüğü ciddi anlamda zarar görmektedir” açıklamasını yaptı. Amor, özgür basının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı.

Son Söz ve Demokrasi Mücadelesi

Türkiye’deki muhalif medya ve sivil toplum kuruluşları, RTÜK’ün bu kararlarına karşı “Bu uygulamalar, halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemek ve demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırıdır” diyerek direnişi sürdürmektedir. Gazetecilerin ve medya kurumlarının bağımsızlığı, “demokrasinin temel taşıdır”. Bu nedenle, “Medya ve ifade özgürlüğü hiçbir otoritenin elinde silah olmamalıdır” çağrısı yapılmaktadır.