Ana Sayfa Arama Galeri Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Sosyal Medya

Ukrayna: ABD’nin yaptığı müzakere değil şantaj

The Economist’e konuşan Ukraynalı yetkililer, ABD’nin sunduğu ilk anlaşmayı reddedince Trump yönetiminin masaya daha da acımasız bir anlaşma getirdiğini söyledi. Şimdi soru şu: Ukrayna yine hayır derse Trump beterini yapar mı?

The Economist’e konuşan Ukraynalı yetkililer, ABD’nin sunduğu ilk anlaşmayı reddedince

Ukraynalı yetkililer, Donald Trump’ın standartlarına göre dahi baş döndürücü şekilde seyreden görüşmelere kilitlenmiş durumda. Trump ve ekibi, Sam Amca’dan gelecek herhangi bir destek karşılığında Ukrayna’nın madencilik, liman ve diğer sektörlerden elde ettiği karları devretmesini talep ediyor. Rusya’nın insansız hava araçlarıyla kenti vurduğu gecenin ardından 23 Şubat’ta Kiev’de konuşan Volodimir Zelenski son teklifin “adil olmayan” şartlarını reddetti ve herhangi bir anlaşmanın askeri desteği de içermesi konusunda ısrar etti. Görüşmeler devam ediyor. Anlaşmaya varılması halinde Ukrayna’nın ne kadar sıkıştırılacağı sorusu ortada: Bir yetkili bunun “müzakere değil, şantaj” olduğunu söylüyor. Diğer soru ise Ukrayna’nın anlaşmayı imzalamayı reddetmesi halinde Trump’ın nasıl bir ceza vereceği. Kiev’de Trump’ın askeri destek akışını durdurmaya, Starlink uydu iletişim servisine erişimi kesmeye ya da Vladimir Putin ile ikili barış görüşmelerini hızlandırmaya çalışabileceğine dair korkular artıyor.

Ukraynalı yetkililer Trump’ın ekibiyle karşılaşmalarının o kadar kafa karıştırıcı olduğunu söylüyorlar ki Trump’ın müzakere tarzına dair ipuçları bulmak için belgeseller izliyorlar. Net olan tek şey Amerika’yı Yeniden Büyük Yap, yani MAGA saldırganlığının seviyesi. 12 Şubat’tan bu yana bir anlaşmanın üç versiyonu görüldü: “Kötü” bir anlaşma, “daha iyi” bir anlaşma ve “felaket” bir anlaşma. Wall Street simalarının da yer aldığı dönüşümlü çalışan bir Trump ekibi bu üçüncüsünü ülkeye dayatıyor.

‘Yaptığımız yardımlara karşılık’

Bu fikir eylül ayında Zelenski’nin gelecekteki güvenlik yardımları ve NATO’ya davet edilme karşılığında maden haklarını önermesiyle ortaya çıkmıştı. Ancak Trump, Amerika’nın halihazırda yaptığı yardımların karşılığı olarak Ukrayna’nın kaynaklarını ve altyapısını talep ederek bu konsepti tersine çevirdi.

Ukrayna yetkililerine göre anlaşmanın “felaket” diye nitelendirilen son versiyonuna göre, doğal kaynaklar ve limanlar gibi altyapılardan elde edilecek devlet karının yüzde 50’sinin ABD hükümetine ait yeni bir yatırım fonuna aktarılması isteniyor. Katkılar, fon 500 milyar dolara ulaşana kadar devam edecek ki bu rakam Trump’ın savaşın başlangıcından bu yana Amerika’nın Ukrayna’ya yardım için ne kadar harcadığına dair çılgınca şişirilmiş iddialarına tekabül ediyor.

Mevcut devlet gelirleri oranlarına göre bu süreç yüzlerce yıl sürer. Ayın 23’ünde konuşan Zelenski, son şartlara göre fonun yatırımı teşvik etmek için değil borç ödemek için bir araç gibi göründüğünü söyledi. Böyle bir borcu kabul etmeyeceğini de açıkladı: Amerikan yardımı Joe Biden tarafından hibe olarak verilmişti. Ukraynalı bir yetkili şöyle diyor: “Eğer bunu bu haliyle imzalarsak halk bizi linç eder.”

Trump’ın ekibi haftalardır baskıyı arttırıyor. Hazine Bakanı Scott Bessent, 12 Şubat’ta Kiev’de Zelenski’ye ilk “kötü” teklifi sundu, imzalaması için bir saat süre verdi. Zelenski daha fazla zaman istedi. “Daha iyi” anlaşma ise bir hafta önce Münih Güvenlik Konseyi’nde Trump’ın Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg ve başkan yardımcısı J.D. Vance tarafından sunuldu. İlk teklifte olduğu gibi, çıkarılan gerçek kaynakların korunmasına ilişkin bir madde dışında, Ukrayna’nın savunmasına yardım sözü içermiyordu. Ancak Ukraynalı bir hükümet kaynağı “Bunu hayali borcun ödenmesi olarak göstermeye yönelik açık bir girişim söz konusu değildi” diyor. Bunun ardından Ukrayna bir karşı öneri sundu. Ancak 20 Şubat’ta bir başka “felaket” taslakla karşılaşınca şaşkına döndü. Süreç, yeni atanan Ticaret Bakanı Howard Lutnick tarafından devralınmıştı. Ukrayna’ya daha önceki tüm müzakereleri göz ardı etmesi ve karşılığında elle tutulur çok az şey alarak kaynak aktarma fikrine alışması söylendi. Ya kabul et ya da terk et ve savaşı kaybet.

Ukraynalılar görüşmelerin çıkmaza girdiğini inkar ediyor. Ancak üç Amerikan müzakere ekibinden hangisiyle konuşmaları gerektiği pek net değil. Ukraynalılar, Lutnick kendi versiyonunu ortaya koyarken bile Amerikan Hazinesi’nin hala sorumluluğun kendisinde olduğu konusunda ısrarcı olduğunu söylüyor. Lutnick’in versiyonunu kabul etmenin Vance’i dışarıda bırakabileceğinden endişe ediyorlar ve daha adil olan Kellogg-Vance taslağına dönmeyi tercih ediyorlar.

‘Duygusuz bir adam yolladılar’

Bir başka sorun da fonun amacı konusunda temel bir netlik eksikliği olması. Örneğin, 22 Şubat’ta Financial Times’a yazan Bessent, fonun sadece hükümet gelirleri üzerinde hak iddia edeceği ve uzun vadeli yeniden yapılanmayı finanse edeceği konusunda ısrar etti. Bu, her iki ülkeye de fayda sağlayacak, düşmanların inşaat patlamasından kazanç sağlamasını önleyecek ve savaş sonrası büyümeyi teşvik edecek bir “ekonomik ortaklık” idi. Ancak Ukraynalı yetkililer, son versiyonun parayı ülkede tutarken, Amerika’nın hem varlıkların hem de yatırımların mülkiyetini talep edeceğini ve bunun bir yatırım anlaşmasından çok bir gasp gibi göründüğünü söylüyor. Aynı şekilde görüşmelerin son turunda ortaya atılan meblağlar da mantıklı değil. Amerika şu ana kadar yaptığı askeri ve ekonomik yardımın 500 milyar dolar olduğunu söylüyor. Aslında Sam Amca silah ve doğrudan bütçe desteği olarak bu miktarın dörtte birinden daha azını aktardı. Trump ekibi 500 milyar dolarlık rakam için henüz bir açıklama yapmadı ve patronu memnun etmek için uydurmuş olabilir. Her halükarda bu rakam küçük ve fakir bir ülke için devasa bir yük. Ukrayna’nın tüm GSMH’sinin iki katından fazla. Zelenski 19 Şubat’ta “Ben Ukrayna’yı savunuyorum, ülkemizi satamam” dedi.

Bir teoriye göre Lutnick’in taslağındaki şartlar, ülkenin hemen teslim olmamanın cezası olarak daha cezalandırıcı hale getirilmişti. Ukrayna’nın geri adım atması Amerikan başkanını kızdırdı. Ukraynalı bir kaynak “Vance ve Kellogg ile imzalamadığımızı görünce, sadece rakamlarla konuşan, duyguları, empatisi, hiçbir şeyi olmayan çok kıdemli bir adam gönderdi” diyor.

Üstü kapalı tehditler savruldu, Lutnick ses tonuyla da patronluk taslıyordu. Ukraynalı bir yetkili “Amerikalılar şöyle dedi: Bu bir sevgi alışverişi. Size değer veriyoruz ama başınızın belaya girmesini istemezsiniz” diye aktarıyor.

Trump, Zelenski’nin 23 Şubat’ta şartlarını reddetmesine öfkeyle tepki verebilir. Trump yönetiminin, Ukrayna’nın cephe hattı iletişiminin can damarı olan Elon Musk’ın Starlink uydularına erişimi kesmek gibi daha da kaba baskı kaynaklarına başvurabileceğinden korkuluyor. Üst düzey bir Ukraynalı yetkili müzakerenin “kaba” olduğunu ancak “olabilecek en kötü şey olmadığını” söyledi. Çünkü “Bundan sonra ne olursa daha kötü olacak.”