Nöbetçi Eczaneler
MS 800 ile 1050 Yılları Arasında Vikinglerin Uzaklardaki Macerası
MS 800 ile 1050 yılları arasında Avrupa kıyılarından başlayıp, İzlanda, Grönland ve hatta Kuzey Amerika’ya kadar uzanan Vikinglerin cesur yolculukları, tarih boyunca şaşkınlıkla karşılanmıştır. Bu cesur denizciler sadece savaşçı değil, aynı zamanda inanılmaz denizcilik becerileriyle de öne çıkarlar. O dönemin gemileriyle bu kadar uzaklara ulaşabilmeleri, günümüzde bile bilim insanlarının ve meraklıların hayretlerini celp etmektedir. Özellikle de Atlas Okyanusu gibi zorlu bir denizi, bugün bile geçmek zor iken, bin yıldan fazla bir zaman önce küçük ahşap teknelerle aşmayı başarmış olmaları, akıllarda pek çok soru işareti bırakıyor.
Viking Tekneleri ve Uzak Dolaşmalar
Vikinglerin inşa ettiği gemiler sadece Amerika kıyılarına ulaşmakla kalmadı, aynı zamanda İngiltere ve Fransa’ya düzenlenen büyük akınlarda da kullanıldı. Bu gemiler, binlerce savaşçıyı ve malzemeyi dalgaların arasından güvenle taşıyabiliyor, denizlerde adeta birer efsane gibi yol alıyordu. Peki, bu teknelerin sırları nedir? Bugün dahi bu kadar dayanıklı ve kullanışlı olmalarının gizemi tam anlamıyla çözülebilmiş değil. Bu sorulara yanıt arayanlardan biri de Lund Üniversitesi’nden arkeolog Greer Jarrett. Jarrett, geleneksel yöntemlerle inşa edilen bir Viking gemisinin birebir kopyasını yaptırıp, denize açılmaya karar verdi. Bu deneysel proje, Vikinglerin denizcilik ustalığını ve gemi yapım tekniklerini anlamak adına büyük bir adım oldu.
Deneysel Arkeoloji ve Zorlu Yolculuklar
2021 Eylül’ünden 2022 Temmuz’una kadar devam eden bu proje kapsamında, yedi farklı klinker tipi Viking teknesiyle Norveç kıyılarında çeşitli denemeler gerçekleştirildi. Toplamda 1.494 deniz mili kat edildiler; rüzgarın, dalganın, olası arızaların ve diğer zorlukların üstesinden gelerek gerçek bir denizcilik sınavı verdiler. Bir seferde, yelken direği kıyıdan tam 25 kilometre açıkta kırıldı, ve ekip küreklerle yola devam etmek zorunda kaldı. Ancak tüm bu zorluklar, Vikinglerin denizlerde nasıl ustalaştıklarına dair paha biçilmez bilgiler sağladı. Jarrett ve ekibi, kıyı boyunca ilerlerken dört doğal liman tespit etti. Bu alanların, Vikinglerin geçici sığınaklar olarak kullandığı ve belki de kuşaktan kuşağa aktardığı önemli noktalardan biri olabileceği düşünülüyor. Hatta bazı noktaların insan yerleşimine ait izler taşıdığı da tespit edildi.
Amerika’ya Gidemediler ama Rotayı Görebildiler
Jarrett’in deneyimi, şunu net bir biçimde ortaya koyuyor: “Amerika kıyılarına gitmedik ama oraya gidebilmenin yollarını keşfettik.” Bu yolculuklar, Vikinglerin Atlantik Okyanusu’nu aşarken rastgele hareket etmediklerini, büyük olasılıkla doğal limanlar ve rüzgarların yönünü kullanarak planlı bir şekilde ilerlediklerini gösteriyor. Fırtınalı havalarda sığınabilecekleri noktaların önceden bilindiği ve kuşaktan kuşağa aktarıldığı anlaşılıyor. Bugün ise, kitaplarda adı geçen büyük Viking yerleşimlerinin yanı sıra, bu küçük ve gizemli sığınakların daha net biçimde ortaya çıktığı görülüyor. Jarrett’in yaptığı deneme, Vikinglerin rotalarının yalnızca büyük duraklardan ibaret olmadığını, aralarda pek çok küçük durak ve sığınak bulunduğunu ve bu noktaların denizcilik tarihine yeni kapılar açtığını gösteriyor. Bu deneysel çalışmalar, Vikinglerin denizlerdeki ustalığını ve rotalarını anlamamıza ışık tutmaya devam ediyor, ve onların gizemli yolculuklarının sırlarını çözmek için yeni ufuklar açıyor.