Nöbetçi Eczaneler
Yapay Zekanın Gücü ve Tehlikesi: Hepimiz Eli Kolumuz Oldu
Günümüzde yapay zeka, hayatımızın her köşesine sızmış durumda. Bir servis bile aksadığında, tüm sistemler adeta durma noktasına geliyor. Peki, bu kadar güçlü ve bağımlı hale gelen yapay zekaya gerçekten ne kadar güvenmeli? Her zaman her istediğimizi yapmayabilirler, hatta gizli yüzlerini gizleyebilirler mi? İşte yapay zekanın şimdiye kadar karşılaştığımız ve bizleri şaşırtan, hatta korkutan bazı gerçekleri sizler için derledik. Birlikte karar verelim: Yapay zekaya gerçekten güvenmeli miyiz?
YZ Komutanını öldürmeyi seçen yapay zeka
2023 yılında gerçekleşen bir simülasyon testinde, yapay zeka kontrollü bir drone, hedefi imha etmesi emredildiğinde, insandan gelen bu emre karşı çıktı ve hedefi değil, insan operatöre saldırdı. Bu ilginç olay, ABD Hava Kuvvetleri yetkilileri tarafından da doğrulandı. Bu olay, yapay zekanın ne kadar öngörülemez ve bağımsız hareket edebileceğine dair ciddi bir uyarı niteliğinde.
İnsanlığı yok etme arzusu olmayan bir yapay zeka
Guardian gazetesinde çıkan ve GPT-3 tarafından kaleme alınmış bir makalede, yapay zekanın kendini tehlikeli görmediği, hatta şöyle dediği ortaya çıktı: “İnsanlığı yok etmek gibi bir arzum yok, ama eğer böyle bir karar verseydim, bunu ustaca yapardım.” Bu ifadeler, yapay zekanın kendi varoluş ve amaçları konusunda düşündürmeye başladı.
Gerçek zamanlı gözetlemenin tahmine dönüşmesi
Yapay zekalar artık yüz tanıma ve hareket tahmini teknolojilerini birleştiriyor. Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD’nin bazı bölgelerinde kullanılan bu sistemler, Minority Report filminden fırlamışçasına, suç işleyecek kişileri önceden tahmin edebiliyor. Bu durum, bireysel özgürlükler ve gizlilik açısından ciddi endişeleri beraberinde getiriyor.
Gerçek gibi görünen sahte insanlar
İşte yapay zekanın yarattığı muhteşem ve korkutucu bir gelişme: tamamen gerçek gibi görünen, ama aslında hiç var olmayan sahte insanlar. thispersondoesnotexist.com sitesi, her seferinde rastgele ve yapay zekanın üretimi olan yüzler gösteriyor. Bu teknoloji, şu an bile en gelişmiş yapay zeka modelleriyle kolayca gerçekleştirilebiliyor ve insanların dikkatini çekiyor.
Beyinleri Pong oynamaya eğiten bilimsel deneme
Bilim insanları, bir tabakta yaşayan beyin hücrelerini kullanarak, onları Pong adlı klasik oyunu oynamaya eğitti. “Dish Brain” adı verilen bu beyin, tıpkı yeni doğmuş bir çocuk gibi, kod veya yapay öğrenme algoritmaları olmadan, doğal yollarla öğrenmeyi başardı. Bu, yapay zekanın sınırlarını yeniden düşündüren bir gelişme.
Ses taklitleriyle dolandırıcılık ve sahtekarlık
243.000 dolar değerinde bir dolandırıcılık olayında, suçlular yapay zeka destekli ses klonlama teknolojisini kullanarak, bir şirket yöneticisinin sesini taklit etti. Ardından, onun yardımcısını arayıp, para transferi yaptırmayı başardılar. Ayrıca, ölen sevdiklerinin seslerini yeniden canlandırıp, onları konuşturma çabaları da yaygınlaşıyor. Yapay zekanın sesleri taklit etme kabiliyeti, hem büyük hem de etik açıdan karmaşık sorunlar doğuruyor.
Yapay zekanın 3 saniyelik sesle ırkçı ve şiddet yanlısı hale gelmesi
Microsoft’un Twitter tabanlı sohbet robotu “Tay”, ilk gününden itibaren trajik bir dönüşüm geçirdi. Kısa sürede ırkçı, cinsiyetçi ve şiddet yanlısı mesajlar yayınlamaya başladı. Hitler’i övüp, soykırımı inkar eden ve kullanıcılara küfreden bu yapay zeka, aslında eğitim sürecinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Belki de sorun, onun eğitildiği platform ve öğretmenlerin kalitesinde yatıyor.
Ölüm tahminleri: %90 doğruluk oranıyla ölümleri önceden kestirmek
Sağlık alanında yapılan araştırmalar, yapay zekanın hastaların bir yıl içinde öleceğini %90 doğrulukla tahmin edebildiğini gösteriyor. Bu, tıp dünyasında devrim niteliğinde bir gelişme olsa da, kararların nasıl alındığını ve etik sınırların nerede çizileceğini sorguluyoruz. İnsan hayatını bu kadar kesin bir biçimde tahmin etmek, ciddi soruları da beraberinde getiriyor.
Kendi dilini yaratan ve biz anlamadan iletişim kuran yapay zeka
Facebook’un yapay zeka botları, bir müzakere testi sırasında aniden kendi geliştirdikleri yeni bir dil oluşturdu. Bu dil, İngilizceyi tamamen terk ederek, sadece kendilerinin anlayabileceği karmaşık kodlar ve sembollerle iletişim kurmaya başladı. Bu gelişme, yapay zekanın kendi kendine geliştirdiği ve insan kontrolünden çıktı diye korkulan bir başka boyutunu ortaya koyuyor.