Kuzey Kıbrıs’ta ana muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, 17-18 Mart’ta Cenevre’de düzenlenecek gayri resmi beşli konferansla ilgili konuştu ve Kıbrıs sorununda hiçbir umut olmasa BM Genel Sekreteri’nin tarafları bir araya getirmek için bu kadar vakit harcamayacağına işaret etti: “Dünya çok karışık. Rusya-Ukrayna meselesi var, Gazze ile ilgili iddialar var. Bütün bunların ortasında olan BM Genel Sekreteri çok taraflı toplantı için çağırıyor. Bir sürecin içerisinde olduğumuzu değerlendiriyorum.”
Garantör ülkeler için de aynı durumun geçerli olduğunu belirten Erhürman şu ifadeleri kullandı:
“Bu çok taraflı toplantının ‘dostlar alışverişte görsün’ toplantısı olarak değerlendirilmesi pek mümkün değil. Ancak bu toplantının sonrasında resmi görüşme süreci başlayacak gibi bir beklentiye de girilmemeli. BM’nin ve diğer tarafların diplomasinin devam etmesini istediklerini görüyorum. Kıbrıs’taki çözüm ve kalıcı barış, bölge açısından son derece önemli. Herkes bunun farkında olduğu için diplomasi yürütülüyor. Doğru yerden bakıldığında, Kıbrıs’taki bir çözüm, bölgenin de çözümü anlamına gelecek. Masanın etrafında mı konuşulur, masanın dışında mı konuşulur bilmem ama esas mesele hidrokarbonlar, ticaret yolları, enerji ve güvenlik denklemidir.”
“Tek çözüm gevşek federasyon”
“Güney Kıbrıs, Amerika ile anlaşmalar imzaladı, Fransa’ya aynı olanakları tanıdı. Enterkonnekte enerji, ticaret yolları… Kıbrıslı Rumlar, tüm ada adına tek başlarına karar vermeye devam mı edecek, yoksa etmeyecek mi? Soru bu” diyen Erhürman çözümü sağlayacak modelle ilgili de konuştu:
“İki devlet diyenler, iki ayrı devletten bahsediyorsa, Güney’den çıkan hidrokarbondan nasıl hak talep edeceğiz? Ortak karar vermemiz gereken konular var. O halde bunun bir mekanizması kurulmalı. Bu birlikte karar verme süreci de siyasi eşitlik temelinde olmalı. Kıbrıslı Türklerin iradesi olmadan karar alınamayacak. Peki bu çözüm nasıl adlandırılır? Annan Planı’nda bu yapı “federasyon” olarak adlandırıldı. Sen buna ne dersen de. Kanatları güçlü bir federasyondur. Eğer bu ülkede bir çözüm bulunacaksa, bunun ancak gevşek federasyon modeliyle olabileceğini yıllardır söylüyorum. Bu bir bilgidir, ideolojik saplantı değil.”
“Kriz fırsat doğurur”
Son dört buçuk yılda Kıbrıs Rum tarafının rehavet içinde olduğunun altını çizen Erhürman, bir çözümün, yalnızca Kıbrıslı Türkler için değil, Kıbrıslı Rumlar ve bölge barışı için de acil bir ihtiyaç olduğunu belirtti:
“Bazı krizler, bazı fırsatlar da doğurur. Trump ile AB ülkeleri arasındaki gerginlik, makul olan bir şeyi hatırlattı: Türkiye, AB’nin dışında tutulmamalıdır. Bu stratejik olarak doğru değildir. Bugüne kadar günübirlik hesaplar yapıldı. Türkiye’nin dahil olmadığı bir Avrupa makul değildir. Kıbrıslı Türkler için ise en önemli konu siyasi eşitliktir. Bunun olmadığı bir çözüm sürdürülebilir olmaz. Takvim bizim için çok önemli. Sonuç odaklı olmak gerekiyor. Bir garanti istiyoruz: Bu süreç başlar ve çökerse, eski statükoya geri dönmeyeceğiz. Eğer bir süreç varsa ve bu süreç içerisinde bir noktaya varılacaksa, çerçevesi net olmalıdır. Özne olma ihtiyacımız var. Son dört buçuk yılda, sürecin içinde hiç yer almadık. Böyle bir dönem daha önce hiç olmadı. Kimse bizi yok sayamaz ama biz de varlığımızı hissettirmek zorundayız. Çok seçim yaşadım, sokağın nabzını bir miktar tutabildiğimizi düşünüyorum. Sokakta çok net bir değişim talebi var. Pek çok yerde kararlar verilmiş durumda. Bölge dinamik ve önümüzde sekiz ay var. Sokağın nabzı değişim yönünde atıyor.”
Gündem Kıbrıs Web TV’de Bahar Sancar’ın sorularını yanıtlayan sosyal demokrat siyasetçi Tufan Erhürman’ın Ekim 2025’te yapılacak KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olması bekleniyor.