Hamas ve İran’ın bölgedeki müttefikleriyle savaşında kazandığı zaferlerden cesaret alan İsrail, uzun süredir işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’nin ötesindeki güney topraklarını ele geçirmek ve potansiyel düşmanlarına karşı yeni bir tampon bölge oluşturmak için Suriye’nin Esad sonrası kaosundan yararlandı. İsrail ordusu da Suriye’deki askeri mevzilere yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırdı ve çoğunluğu Arap olan ülkedeki yerel Dürzi ve Kürt azınlık topluluklarıyla temas kurmaya çalıştı.
Giderek daha etkili bir bölgesel güç ve ABD liderliğindeki NATO ittifakının bir üyesi olan Türkiye ise, kuzeyde üsler bulunduruyor ve uzun süredir Suriye liderinin aralık ayında İslamcıların önderliğindeki isyancıların saldırısı sonucu devrilmesinden sonra etkisi azalan Esad’ın müttefikleri İran ve Rusya’nın yokluğunda konumunu güçlendirmek için Suriyeli muhalif gruplarla yakın bağlarını güçlendirmeye çalışıyor. Ankara ayrıca kısa bir süre önce PKK ile Suriye ve Irak’ta on yıllardır sürdürdüğü isyanı bastırmak için bir ateşkes anlaşması imzaladı.
ABD Başkanı Donald Trump hem İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya hem de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hayranlığını dile getirdi ve onları Orta Doğu’ya yönelik yeni vizyonunda önemli oyuncular olarak gördü. Ancak iki liderin giderek daha istikrarsız hâle gelen bir düelloya kilitlenmesiyle birlikte bazı gözlemciler, Suriye’deki karşıt çıkarlarını düzgün bir şekilde yönetmemeleri hâlinde ufukta potansiyel bir çatışma olduğu uyarısında bulundu.
‘Çatışma riski var’
Bar-Ilan Üniversitesi’nde doçent ve Begin-Sadat Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde kıdemli araştırma görevlisi olan Efrat Aviv Newsweek’e verdiği demeçte “Geleceği tahmin etme iddiasında bulunmadan bunu ihtiyatlı bir şekilde ifade edeceğim” dedi. “İsrail ile Türkiye arasında bir aşamada küçük çaplı da olsa askeri bir çatışma yaşanabileceğine inanıyorum.”
Newsweek yorum için İsrail’in New York Başkonsolosluğu, Suriye Geçici Hükümeti Enformasyon Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray’a ulaştı. İsrail kendisini Suriye’deki azınlık haklarının garantörü olarak göstermeye çalışırken, Türkiye kendisini istikrar ve birlik için öncü bir güç olarak sundu. Newsweek’e konuşan Türkiye’nin ABD Büyükelçiliği’nden bir yetkili, “Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunduğu, güvenli ve emniyetli bir Suriye’ye öncelik vermektedir” dedi ve ekledi: “Bu bağlamda, Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü zayıflatmayı amaçlayan tüm girişimlere karşı çıkıyoruz.”
Türkiye üs kuracaktı
Middle East Eye’ye bilgi veren bir kaynak Türkiye’nin İsrail tarafından vurulan üssü yeniden inşa etmek için plan hazırladığını, Ankara ve Şam’ın aralık ayından bu yana savunma alanında müzakerelerde bulunduğunu söyledi. İddiaya göre Ankara bölgeye Hisar Hava Savunma Sistemi “Hisar-O”, “Hisar-RF” ve uzun menzilli Siper sistemlerinden oluşan katmanlı bir hava savunma ağı kurmak istiyor.
T4 üssüne kurulacak bir üs ve hava savunma sistemi Türkiye’ye bölge genelinde hava kontrolü sağlamasının yanı sıra bu sistem ile birlikte savaş uçakları, İHA’lar ve füze saldırılarına karşı kısa, orta ve uzun menzilli hava savunma kapasitesine sahip olmasına yarayacak. Türk hava savunma sistemleri ve İHA’larının varlığının, İsrail’in bölgeye hava saldırısı düzenlemesini büyük ölçüde caydırabileceği de belirtiliyordu.